BESLENMEÖNERİLER

Bedeniniz Yakıt Olarak Şeker Mi Kullanıyor?

Yazar: 17 Nisan 2015 Yorum yok

Bedeninizi bir YAĞ YAKMA MAKİNESİNE dönüştürmek ister miydiniz?

Doğru bir yaşam tarzıyla bu gerçekten de mümkün.

Neden böyle bir şey isteyeyim ki diye de sorabilirsiniz pekala… Obezitenin oldukça yaygın olduğu dünyamızda, kilo vermek evrensel olarak rağbet gören bir hedef haline geldi. Aslına bakarsanız insanların peşinde olduğu kilo vermek değil. YAĞLARDAN KURTULMAK. Bir çoğunuzun da muhtemelen deneyimlediği veya gözlemlediği üzere kalorileri saymak bu uğurda pek de işe yaramıyor.

Kalori alımını azalttığınız zaman, başlangıçta kilo verirsiniz. Fakat, her ne kadar düşük kalorili beslenmeye devam etseniz de kilo verme süreci kısa bir zaman sonra sona erecektir. Kilo verememeye başlarsınız çünkü genetik programınız sizin bu “kıtlık” dönemini sağ salim atlatabilmeniz için devreye girer ve bunun için metabolizmanızı yavaşlatır. Dolayısıyla daha az kalori yakmaya başlarsınız.

Uğraşlarınızın faydasız olduğunu farkedince diyetten vazgeçersiniz, sonra da verdiğiniz kiloları olduğu gibi geri alırsınız. Tanıdık geliyor mu? Buna Yo-Yo diyeti deniyor.

Bir çok sorunumuzda da olduğu gibi, tombul oluşumuzu da yine genlerimize şuç atarak gerekçelendiririz. Tabii, bu oldukça saçma bir düşünce. Genlerimiz 40.000 yıldır değişmedi, fakat nisbeten yeni bir olgu olarak insan ırkı salgın hastalıklarla karşı karşıya kaldı. Bu nasıl oluyor da mümkün oluyor? Daha önce de Cro-Magnon atalarımızdan bahsetmiştim. Bizden daha ince, uzun, kaslı ve daha sağlıklı atalarımızdan.

Bunun yanı sıra EPİGENETİK adında, bize hayat tarzımızı düzenleyerek iyi genleri devreye sokabileceğimiz, kötü genleri ise devre dışı bırakabileceğimizi açıklayan bir bilim dalı bulunmaktadır. Elbette bazı genler vardır ki değişmez; göz rengi, saç rengi, boy, vs. gibi…

Bildiğim en uygun örnek, yine BENİM!

*Annem 38 yaşındayken kalp krizi geçirip vefat eden babasını hiç tanımamış;

*Annem kalp krizi geçirdikten sonra uzun bir süre hastanede yattı;

*Babam tansiyon ilacı kullanıyordu ve kalp krizinden vefat etti;

*Benden 6 yaş daha genç olan kız kardeşim, kolesterol ve tansiyon ilaçları kullanıyor ve kalp damarlarında 3 tane stent takılı.

Gördüğünüz üzere, kalp ve damar hastalıkları yönünden genetik mirasım pek de imrenilecek gibi değil.

Tüm bunlara rağmen daha önce de bahsettiğim gibi, hayatım boyunca HİÇBİR ZAMAN herhangi bir ilaç kullanmadım, ve KOLESTEROL VE TANSİYON SORUNUM YOK, HİÇBİR ZAMAN DA OLMADI. Şükürler olsun diyorum, tabii yaşam tarzımın da bunda payı büyük.

SİZE AKTARMAK İSTEDİĞİM DE TAM OLARAK BU; YAŞAM TARZININ NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞU.

Dönelim konumuza, yani nasıl olup da kendinizi şeker yakan bir makinedan yağ yakan bir makineye dönüştürebileceğimize.

Eğer beslenme düzeninize makarna, ekmek, pirinç, mısır gevreği, cips, unlu mamuller, gazlı içecekler ve yapay tatlandırıcılar gibi işlem görmüş karbonhidratlar ( konserve, paket ve kutu gibi ambalajlarla sunulun yiyecekler) dahilse, genleriniz besinleri öğütme biçiminizi değiştirecektir.

Diğer bir deyişle, “şekere uyumlu” hale gelirsiniz. Bu da bedeninize yakıt olarak şeker ve karbonhidrat yakmayı öğretmeniz anlamına gelmektedir, ne de olsa onlardan bol bol yetecek kadar stok var.

“Şekere uyumlu” olan insanlar genel olarak;

*Aşırı kilolu olurlar,

*Gün içerisinde kendilerini yorgun hissederler,

*Canları “haz verici/şekerli yiyecekler” çeker, vs…

Bu saydığımız “hipoglisemik” durumların sebebi beynin tek ihtiyacı olan besin maddesinden, yani ŞEKERDEN yoksun kalmasıdır.

Şekere duyulan bu ihtiyaç, şekerli besinler ya da basit karbonhidratlar yemek gerektiği anlamına gelmez. Bedenimizin GLİKONEOJENEZ süreç denilen, yağ ve proteini şekere dönüştürebilen bir yeteneği vardır. Fakat “şeker uyumlu” olmak bu süreci engeller.

Karbonhidratların tümü glukoza (şekere) dönüşür, bu durum ise insülin seviyesinde ani yükselmelere sebep olabilir. İnsülin de ihtiyaç fazlası şekeri yağ olarak depolar.  Bu kısır döngü nihayetinde insülin direncine sebebiyet verir ve dikkat etmezseniz bir de bakmışsınız kendinizi obeziteye, tip-2 diyabete ve hatta daha beterine doğru yol almış bulabilirsiniz.

Peki bedenimize şeker yerine yağ yakmasını nasıl öğretebiliriz? Aklınıza koyarsanız aslında yapması çok kolay, ne de olsa genlerimiz bu iş için çoktan programlanmış durumda.

“Yağa uyumlu” insanlar;

*Çaba harcamadan inceliklerini korurlar,

*Daha seyrek acıkırlar,

*Oldukça enerjiktirler,

*Canları şeker çekmez.

 

Seyrek acıkma özelliği ARALIKLARLA YAPILAN ORUÇLAR için çok büyük önem taşır, bu konuya bir sonaki yazımda değineceğim.

Aklınıza şu soru geliyor olmalı: Peki ne yiyeceğiz?

Cevabı için lütfen BESLENME / SAĞLIK başlıklı yazıma göz atın.

Yorum Yapın