Bilgisizlikten kaynaklanan bazı beslenme önerileri zararsız sayılabilse de, bazıları kronik sağlık sorunlarına neden olabileceği gibi, yaşamınızdan da yıllar çalabilir.

Maalesef çıkar ve/veya “araştırma” için maddi destek sağlama nedeniyle bu tehlikeli masalları üşenmeden yayanlar Hitler’in Propaganda Bakanı olan Göbbels in “bir yalanı ne kadar çok tekrar ederseniz, halk bir süre sonra bunu gerçek kabul eder “görüşünü benimsemiş görünüyorlar.

İstediğimiz kadar hızlı bir şekilde olmasa da GERÇEKLER, çoğu ilgilenenin dikkatine/bilgisine erişmektedir.

Bu zararlı beslenme yalanlarına teker, teker bakalım.

 

Yalan 1: Kahvaltı Günün En Önemli Yemeğidir, ve Gün İçinde Birçok Küçük Öğünle Beslenilmelidir

24 Nisan 2015 tarihli, “Aralıklı Olarak Oruç Tutmak” yazımı anımsayın. Kahvaltıyı atlayarak bunu yapıyorsunuz, aslında.

Kahvaltıyı atlamanın kötü olması bir yana, aşağıdaki yararlarına bir göz atalım:

  • Vücudun İnsan Büyüme Hormonunun (HGH) salgılamasını kadınlarda % 1200, erkeklerde % 2000 arttırır;
  • Ensülin direncini azaltır;
  • Yangısal süreç (enflamasyon) olgusunu azaltır;
  • Yüksek tansiyonu düşürür;
  • Yağsız vücut kitlesini arttırır; ve
  • Beyninizi Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına karşı koruyan BDNF proteininde artış sağlar.

Günde “altı küçük öğün yemek yeme” önerisi herhalde porsiyon büyüklüğü kontrolü, enerji düzeyinizi gün içinde yüksek tutmak ve kan şekerini stabilize etmek gibi nedenlerle önerilmekte. Ancak, bu tarzda bir yemek yeme tarzının, sanılan yararları sağladığı saptanamamış, ispatlanamamıştır.

Benim açımdan bu beslenme tarzının en kötü tarafı, günde 2-3 defa ensülin salgılanacağına, 6 defa salgılanmasıdır. Yani ensülin direncine davetiye çıkarmaktır.

 

Yalan 2: Doymuş Yağlar Kalp Hastalığına Neden Olur

Bu çok tehlikeli öneri 1950lerin hiç bir zaman ispatlanamayan bir hipotezinden doğmuş, bu 40 yıllık süreçte bir çok endüstriyi zengin etmiş, fakat bugüne dek insan sağlığına zarar vermeye devam ediyor.

Bu sağlığa çok zararlı önerinin uzmanlarca bugün bile gündemde tutulması inanılır gibi değildir.

Gerek hayvansal, gerekse bitkisel kaynaklı doymuş yağlar, hücre duvarlarımız, bir çok hormon ve hormon-benzeri maddeler için yapı taşlarını oluşturmaktadır. Bunlar olmadan vücudumuz optimal düzeyde çalışamaz.

Yağların başka bir işlevi yağda çözülen vitaminlerin (A, D, E, ve K) hücrelere taşımasıdır. Ayrıca, karotin’i A vitaminine çevirme, minerallerin emilimi gibi bir çok önemli biyolojik süreçte oynadıkları önemli rolü unutmamalıyız.

Doymuş yağlar kalbinizin tercih ettiği yakıttır. Bu nedenle, her fırsatta Hindistan cevizi yağını önermekteyim.

Özetle, insanların günlük kalorilerinin % 50 – % 80 ini sağlıklı yağlardan alması hararetle önerilmektedir.

Nedir bu sağlıklı yağlar:

  • Avokado
  • Hindistan cevizi ve yağı
  • Sağlıklı ineklerden (ot yiyen) elde edilen tereyağı
  • Fırınlanmamış organik kuru meyveler ve yağları (fındık, Antep fıstığı, badem, ceviz, Makedemya cevizi, v.b.,
  • Serbest dolaşan ve MÜMKÜMSE mısırla beslenmeyen tavuk yumurtası.

 

Yalan 3: Yüksek Düzeyde Omega-6 Sebze ve Tohum Yağları Sağlıklıdır

Piyasadaki sağlığa en zararlı yiyeceklerin başında, işlenmiş tohum ve sebze yağları içerenler gelmekte.

Organik Mühendislikle yaratılanlardan bahsetmeyeceğim bile . Ancak, bir tanesine çok takığım:

KANOLA, duymuşunuzdur, hatta belki de yağını tüketmişinizdir bile. Doğada böyle bir bitki/tohum yok. Bu yapay bitki Kanada da icat edildiği için isminin başında KAN.. var.

İdeal olarak Omega-3, Omega-6 oranınız (rasyonuz) 1:1 olmalıdır. Nüfusun çok büyük bölümünü oluşturan işlenmiş gıda tüketicilerinde Omega-6 tüketimi Omega-3 e kıyasla 20 – 50 misli.

İşlenmiş gıda, tenekede, kutuda, torbada, her türlü ambalajın içinde süpermarketten satıl aldığınız pislik……..

Peki, Omega-6 tüketiminiz yüksek düzeyde ise ne olur?

Aşağıdaki hastalıkların riskini önemli ölçüde arttırır:

  • Kalp hastalığı
  • Kanser
  • Alzheimer’s
  • Şeker hastalığı
  • Artrit
  • Ve daha bir çok hastalık…

 

Yalan 4: Şeker Hastaları ve Kilo Vermek İsteyenler Yapay Tatlandırıcıları Güvenilir Bir Şekilde Kullanabilirler

Bildiğiniz gibi yapay tatlandırıcı kullananlar ya şeker hastası, ya da kilo kaybetmek isteyenlerden oluşur. İşin ironik tarafı, bütün araştırmalar yapay tatlandırıcıların, normal şekere kıyasla, daha fazla kilo alınmasına neden olduğunu göstermekte. Aynı sonuçlar, şeker hastaları içinde geçerli bulunmuş.

Yapay tatlandırıcılarda 0 kalori olduğuna göre, bu nasıl olabilir?

  • Kalorisi ne olursa olsun, şekerli/tatlı tat iştahı kamçılıyor
  • Yapay tatlandırıcılar tatlı/şekeli şeyler yeme arzusunu/bağımlılığını sürekli kılıyor
  • Yapay tatlandırıcılar, vücudun doğal kalori sayma mekanizmasını bozabilir

Şeker hastalığı ve zayıflama konusunda bir işe yaramadıkları saptanmış yapay tatlandırıcıların sağlık sorunlarına neden oldukları üzerindeki araştırmalar gittikçe yoğunlaşmaktadır. Aspertam denen zehirden çok bahsettim, burada da bahsetmeyeceğim.

Kısa bir soru, “yapay tatlandırıcı kullanan zayıf/fit birine hiç rastladınız mı?”

 

Yalan 5: Soya Sağlıklı Bir Besindir

Bir çok araştırma soya ile sağlık sorunları arasında ilişki kurmuş bulunmakta. Birde bunun üstüne dünyada ki soya mahsulünün % 90 ının genetik mühendisliği yolu ile elde edildiğini eklersek riskin katlanması kaçınılmaz.

Bazılarınız hatırlayabilir, yazılarımda bilhassa erkeklerin soya ürünlerinden uzak durmasını, zira soya da kadın hormonlarını “taklit eden” kimyasalların bulunduğunu belirtmiştim. Neyse, son çalışmalar, soya turşu ürünleri dışında, kimsenin soya tüketmesini önermemekte.

Aşağıdaki liste soyanın, bilimsel olarak saptanan, sağlık sorunu yaratma kapasitesini vermekte:

  • Göğüs kanseri
  • Tiroit sorunları
  • Gıda alerjileri
  • Beyin hasarı
  • Böbrek taşları
  • Kalp hastalığı
  • Bağışıklık sorunları
  • Hazım sorunları

Liste daha uzayıp gidiyor, ama mesajı aldığınızı sanırım.

 

Yalan 6: Tam Tahıllı Ürünler Herkes İçin Yararlıdır

Yazılarımı okuyanların hatırlayacağı üzere, ben tahıl tüketimine karşı olan bir kişiyim. Nedenlerini yinelemeyeceğim; ilgilenenler yazılarımı okuyabilir. Ancak, aklınızda tutmanızı önereceğim olgu, TÜM tahıllar, tüketildiğinde ensülin ve leptin düzeyinizi yükseltebilir. Ensülin ve Leptin yazılarımı 16 Mart 2016 ve 30 Mart 2016 tarihlerinde yayınlamıştım.

Ensülin ve leptin direncinin şeker hastalığı, kalp hastalığı, bunama, ve kansere neden olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Bu sonuç tam tahıllar ve genetik mühendisliği sonucu olmayan tahıllar için de geçerlidir.

Tahıl tüketiminin düşünmeye değer diğer yanı da, içerdikleri glüten nedeniyle alerji ve hassasiyetlere maruz kalabileceğiniz gibi, selyak hastalığına da yakalanma olasılığınız.

 

Yalan 7: Genetiği İle Oynanmış Gıdaların Tüketilmesi Sakıncalı Değildir

Dünya besin konusunda karşılaştığımız en belirgin güncel sorun, Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) birçok besinde bulunması. ABD de mısır ın % 90 ı, soyanın da % 95 i genetik mühendisliği ile elde edilmekte. Süpermarketten satın aldığınız hazır/işlenmiş gıdalarının neredeyse hepsinde GDO bulunduğundan emin olabilirsiniz.

Genetik mühendisliği ile üretilen besinlerin belki de en korkutucu yanı bunların dünyadaki en tehlikeli bitki öldürücü (herbicide) olan glyphosate ile satüre olmuş olmaları. Bu zehirli kimyevi madde yıkayarak çıkarılamaz, zira bitkinin her hücresine entegre olmuş durumdadır, ve tükettiğinizde sizin vücudunuzu da istila edecektir.

Şu anda kimse içinde GDO bulunan ürünlerin tüketiminin uzun vadeli etkileri hakkında bilgi sahibi değil. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar, hastalıklı durum artışı, kısırlık, ve doğuştan sakatlık üzerinde durmakta.

Aşağıdaki bitkiler yüksek bir olasılıkla GDO ihtiva etmektedir; dikkatli olun.

  • Mısır
  • Soya
  • Kabak
  • Kanola yağı
  • Pamuk yağı
  • Yonca (alfalfa)
  • Şeker pancarından yapılan şeker
  • Havai papayası

 

Yalan 8: Yumurta Tüketmek Kalp İçin Zararlıdır

Bu yalan nedeniyle Türkiye’mizin ünlü bir kalp cerrahı, ülkeyi senelerce kandırdıkları/yanlış bilgilendirdikleri için özür diledi. Hala bu yalanı sürdüren ,ve daha vahimi, buna inanan varsa, sadece VAH, VAH derim.

Yumurtanın yararları konusunu VE KALP HASTALIĞI YAPMADIĞINI 29 Nisan 2016 ve 5 Mayıs 2016 tarihlerinde yayınlanan Kolesterol I ve II yazılarında tekrar okuyabilirsiniz.

Yumurta neredeyse süper olarak niteleyebileceğimiz bir besin; ben haftada 6-9 arası keyifle tüketirim.

Tüketilmesinin getirdiği bazı yararlar:

  • İnanılmaz bir protein ve amino asit kaynağı
  • Vitamin D
  • Göz sağlığı için lutein ve zeaxanthin
  • Kükürt
  • Kolin
  • Ve daha bir çok vitamin ve mineral

 

Yalan 9: Düşük Yağlı Besinler Obesite ve Kalp Hastalığını Önler

Bugün artık kesinlikle kabul edilen bir şey, insanların çoğunun günlük toplam kalori ihtiyacının % 50 ile % 85 ini sağlıklı yağlardan karşılaması. Buna rağmen bazı kardiyologların, beslenme uzmanlarının, diyetisyenlerin hala bu palavrada ısrar etmelerini anlamak çok zor.

 

Yalan 10: Kalorilerinizin En Büyük Kaynağı Karbonhidratlar Olmalı

Lif içeriği olmayan karbonhidratlarla ağırlıklı beslenenler- bilhassa işlenmiş tahıllar ve şeker- dolaysız olarak (direkt) leptin ve ensülin direncine sürüklenirler. Kalorilerinizin büyük bölümünü yararlı yağlardan alıyorsanız bu sorunlar gündeminize girmez.

Besinlerin süpermarketteki raf ömrünü uzatmak için yağ çıkarılınca, bunun neden olduğu lezzet kaybını telafi için besinlere yağ yerine şeker kondu. Şekerlerinde en ucuzu ve tehlikelisi olan Mısır Şurubundan Elde Edilen Früktoz (HFCS) vücudunuzda metabolik bir yıkım anlamına gelmektedir.

Biliyorum, bunu çok tekrar ediyorum ama hakikaten çok önemli.

Şimdi gelelim Gerçek 1’e

Atalarınız a ne kadar yakın bir şekilde besleniyorsanız o kadar sağlıklı olursunuz – taze gerçek besinler, mahalli olarak yetiştirilmiş besinler (Pazar malları), hiç işlenmemiş besinler.

Tabii, bir de araya oruç atarsanız nefis.

 

Haftaya görüşmek üzere.

 

 

 

 

 

2 Yorumlar

  • Yavuz Balibaş dedi ki:

    Sevgili Aydın,çok teşekkürler,hakikaten çok faydalı bir çalışma yapmışsın.Dr.Canan Karataydanda,yıldızlı 10 garanti.Selamlar..

    • aydinulusan dedi ki:

      Sağol Yavuzcuğum. Evet, Canan Hoca ile birçok şeyde hemfikiriz. Galiba kocası da bizim sınıftan.

Yorum Yapın