Bu yazı, geçen haftaki yazının eki, aslında. Ancak, buradaki öneriler, biraz daha “hafif” bir endişelenme durumunda yardımcı olabilir. Kısa ve öz yazacağım; yararlı bulacağınızı umuyorum.
Abartılı endişelenmenin sadece zihinsel durumunuzu değil, aynı zamanda fiziksel sağlığınızı da olumsuz etkilediğini biliyor muydunuz? Karşılaşacağınız “ters” bir vaziyete sizi hazırlaması açısından olumlu olsa bile, fazla endişelendiğinizde sağlığınız da tehlikeye girer; stresli, yorgun, depresyona açık, ve fiziksel olarak rahatsızlanmanız bile olası.
Endişelendiğinizde, nabzınız artar, daha fazla terlersiniz, ve nefes almanız zorlaşır. Ayrıca, solgunlaşırsınız, zira kanınız, sizi “savaş veya kaç” durumuna hazırlamak için kaslarınıza gider.
“Tehdide” karşı hazırlanma süreci, ağrıyı/sancıyı arttırabilir, bu da güçten düşen bacaklar, titreme, baş ağrısı, ve sırt ağrısı olarak kendini gösterebilir. Bu gerilim, bağırsaklarınızı da etkileyerek, ishal veya kabızlık çekmenize neden olabilir.
Daha bitmedi; kronik endişe bağışıklık sisteminizi de güçsüzleştirerek iltihaplanmalara neden olabilir. Yani, nezle, grip ve daha ciddi hastalıklara kapıyı açar.
Kendinizi yorgun ve uyuşuk hissedebilirsiniz.
Bu kadar kötü haber yeter. İyi haber, beynin adaptasyona çok açık bir uzuv olması. Bazı davranışsal değişiklikler yapmanız, endişelerinizi hafifleterek sizin normal, aktif yaşam tarzınıza dönmenizi sağlayabilir.
Sizinle, günlük yaşamınıza entegre edebileceğiniz ve bu sayede sakinleşerek endişelerinizi kontrol altına almanızı sağlayacak 3 basit uygulama paylaşacağım.
Haydi başlayalım.
- Endişelerinizi yazıya dökün
Kaygılarınızı kaleme almak, bunları somutlaştırarak, çözümü bulunabilir problemlere dönüştürür. Gideceğiniz bir davete ne giyeceğinizin kararsızlığından tutun da, sinirinize giden birinin mevcudiyeti; KALEME ALIN. Hislerinizi yazmanız, bunları daha somut olarak görmenizi ve, dolayısıyla, çözüm bulmanızın olasılığını arttıracaktır.
Chicago Üniversitesinde yapılan bir araştırma, sınav heyecanını yazıya döken öğrencilerin, bunu yapmayanlara kıyasla, çok daha yüksek notlar aldıklarını ispatlamış.
Araştırmacılar, endişelerin yazıya dökülmesinin önemli bir katkısının, en kötü sonuçları belirginleştirerek, stresinizin köküne inmenizi sağlaması.
- Meditasyon
Daha evvel de meditasyonun yararlarını sizlerle paylaşmıştım; lütfen 25 Mayıs 2015 tarihinde yazdığım “Meditasyon” yazısına bir daha göz atın.
Ne zaman iş yoğunluğu gibi nedenlerle tedirginlik hissederseniz, biraz vakit ayırıp meditasyon yapın. Tek ihtiyacınız, açık fikirli olup sessiz bir ortam bulmak. Sadece 2 dakika ayırıp, gözlerinizi kapatın ve nefesinize odaklanın. Akli dengenizin ve bilişsel işlevinizin ne kadar düzeldiğine şahit olacaksınız.
Deneyin ve ne kadar öz güven kazanacağınıza, iyimserleşeceğinize ve açık fikirli olacağınıza siz de şaşıracaksınız.
- Stresinizi egzersize yönlendirin
Bir evvelki yazıda da belirttiğim üzere, egzersiz hem fiziksel, hem de beyinsel yararlar sağlar. İlk başta çetin ve zorlayıcı olsa da, egzersizi hayatınızın bir parçası yaptığınızda yaşamsal kontrolün üstesinden geldiğinizi göreceksiniz. Bu öz kontrol ve özsaygı tedirginliğinizi azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Depresyon sorunu yaşayan hastalarına doktorlar aerobik egzersiz yapmalarını önermekte. Bunun nedeni, egzersiz yapmanın kortizol ve adrenalin gibi stres hormonlarını azaltması. Aynı zamanda, egzersiz beyindeki endorfin kimyasallarını (mutluluk hormonlarını) arttırarak ıstırabı azaltıp, ruh halinize pozitif etki yapar.
Yazılarımı takip edenler, aerobik egzersiz yerine anaerobik egzersiz önerdiğimi hatırlayacaklardır. Bu görüşümü değiştirmiş değilim; HIIT egzersizlerini hatırlayın. Bu tür egzersize geçen yazımda da değinmiştim.
Şimdilik bu kadar. Haftaya görüşmek üzere.