Sağlık sorunları konusunda önerilerimi “empoze” mi ediyorum sahiden?

 

Biri 63 yıllık sınıf arkadaşım, diğeri de en eski arkadaşlarımdan biri , ve ikisi de sağlık konusundaki çözüm ve önerileri dikte/empoze ettiğim görüşündeler.

Amacım, sağlık sorunu olan kişilerin, doktorlarına koşmadan evvel, ilaçsız, doğal, beslenmeye ilişkin, ve yaşam tarzı değişiklikleri alternatiflerini denemeleri.

Geçenlerde, CNN TÜRK de Deniz Bayramoğlu’nun sunduğu Gündem Özel programını izledim. Konuklardan bir sağlık profesyoneli, dünyada 7 saniyede bir yeni bir sağlık araştırması yayınlandığını söyleyince bende şaşırdım doğrusu. Bunun ne büyük bir hacim olduğunu düşünürsek, doktorların yeni gelişmeleri izlemelerinin pek mümkün olmadığı sonucuna varıyoruz. Dolayısıyla, doktorunuz size KOAH, Sarı Nokta Hastalığı, MS, ve Lupus hastalıklarının tedavisi olmadığını söylediğinde şaşırmayın; tedavisi olabileceğinden haberleri olmayabilir.

Şunu da unutmamanızı rica ediyorum; ABD de her yıl “tıbbi hata” sonucu 300.000 kişi hayatını kaybetmekte.

Birkaç gün önce ayak ameliyatı geçiren güzel yeğenimi hastanede ziyaret ettim. Orda yakın bir arkadaşına rastladım. Bu hoş genç kadının Lupus hastası olduğunu biliyordum ama çocuklarından birinin de Crohne’s Hastası olduğunu duyunca çok üzüldüm. Doğal olarak, Otoimmün hastalıkları konusuna girdik. Ona 18 Kasım 2016, 25 Kasım 2016, ve 2 Aralık 2016 tarihlerinde yayımlanan Otoimmün yazılarımı okumasını önerdim.

Herhalde Doktorunun telkini nedeniyle bu hastalıkların tedavisi, olduğuna pek inanmadığını gördüm.

Ümidim, yukarıdaki 3 yazıyı okuması ve “Kapsamlı Giderme Diyeti “ne bir şans tanıması.

Sizce denemeye değmez mi?

Altı ay kadar önce iki hanım, ayrı, ayrı bana e-posta yollayarak, beni internette keşfettiklerini ve “Kapsamlı Giderme Diyeti” ni deneyeceklerini ilettiler. Birisi MS hastası, diğeri de Liken Planus hastası.

MS hastası olan 10 yıldır ilaç tedavisi gördüğünü ve hiç yararını görmediğini belirtti.

Bir yazımda da belirttiğim üzere, bu olay çok hoşuma gitmişti, hele bu iki hanım diyet sonucunda hastalıklarından kurtulursa bu Blog’u yazmakta ne iyi yaptığımı düşündüm.

Haber almak amacıyla, ara sıra e-postalar göndererek , durumlarını sordum. Bir türlü başlayamıyorlardı nedense. İki gün önce yine ikisine birer e-posta yolladım. MS hastası olan diyeti 20 gün denediğini fakat çok kilo verdiği için bıraktığını bildirdi, diğeri yanıt bile vermedi.

Anlayamıyorum doğrusu

  • Tahıl
  • Şeker ve yapay tatlandırıcı
  • Süt ve süt ürünleri
  • Baklagiller
  • Mısır
  • Soya

sız yaşamak bu kadar zor mu? Hele sağlığınızı kazanma olasılığı düşünüldüğünde.

Otoimmün yazılarında da belirttiğim üzere, bir yıl dişinizi sıkıp bu diyete devam etmek gerekebiliyor.

Çok şaşırıyorum deyip durduğumda haksızmıyım sizce?

images

 

Otoimmün hastalıklarıyla giriştiğiniz savaşta, besin takviyeleri, egzersiz, ve çevresel toksinleri de unutmamalısınız. Ancak, “Kapsamlı Giderme Diyeti” en önemli adım.

Maalesef, aynı ilgisizliği

  • KOAH
  • Sarı Nokta Hastalığı
  • Vitiligo

gibi hastalıklarla boğuşanlarda da gördüm.

Doktorlarından duyduklarını tekrar edip, önerilerimizi uygulama niyeti göstermemekteler.

Tamam, ben bir tıp doktoru veya sağlık konularıyla uğraşan bir bilim adamı değilim. Ancak, okurlarıma sunduğum şeyleri araştırarak, bu önemli bulguları gerçekleştiren bilim adamlarını belirterek, ve bu çok önemli sonuçları uygulamaya koyan “Fonksiyonel Tıp” uzmanlarını belirterek gerçekleştiriyorum.

Geçenlerde bir yakınım, “bu önerilerde bulunmak senin için kolay çünkü sağlıklısın dedi.” Kabul, ben sağlıklıyım ama bunun nedeni şans değil. Bunun nedeni benimsediğim yaşam tarzı. Özellikle de, önerdiğim şeyleri kendim de uygulamam.

 

Çok keyifli bir sınıf yemeği yedik

 

Geçtiğimiz salı günü, 13 eski sınıf arkadaşı çok keyifli bir öğle yemeği yedik.

Sınıf arkadaşlarımdan biri, biraz göbeklendiğini ve bunun için ne önereceğimi sordu.

Cevabı aslında kendi verdi; “acaba bu, akşamki rakı sofralarımda, yediğim mezelerden kaynaklanıyor olabilir mi? “

Genelde vücudumuz, özellikle de karaciğerimiz muazzam bir makina/kimya fabrikası. Tükettiğimiz kalorileri, karaciğerimiz ya enerji olarak yakar, yada yağ olarak depolar. Tabii, bu görevlerinden sadece biri.

Alkol aldığınızda, karaciğerin öncelik verdiği ve hemen bu konuda faaliyete geçtiği şey, bu “zehri” vücuttan atmaktır. Hatta derimize geçirgenlik sağlayarak, alkolü bu şekilde de atar. Bu oluşurken, alkole kan da karışabildiği için, bir kaç kadehten sonra yüzünüz kızarabilir.

Alkol sorununu halletmeden evvel diğer görevlerinin hiç biri ile ilgilenmez, ve bu nedenle aldığınız tüm kalorileri yağ olarak depolar.

Yani, mümkünse içki içmek ile yemek yemeyi aynı anda gerçekleştirmeyin. BİLİYORUM, UYGULAMASI OLDUKÇA GÜÇ.

Diğer bir sınıf arkadaşım, kilo vermek için egzersiz yapma konusunda düşüncemi merak etmiş. Benim 453 gram yağ yakmak için 40 kilometreden fazla koşmam gerekir. Ben derken benim ölçülerimde birini kastediyorum tabii.

Yağ yakmak o kadar kolay olsaydı, biz bugün burada olamazdık. Açlık zamanlarında atalarımızı idame ettiren şey, yağ olarak depolanmış enerji rezervimiz.

Zayıflamak için diktat etmeniz gereken tek şey ağzınıza ne attığınızdır. Unutmayın ki “bir kalori, bir kaloridir” lafı geçerliğini çoktan yitirdi. Sade kalori hesabı yapmayın, sağlıklı beslenmeye çaba gösterin.

Sağlıklı proteinler, bol, bol taze sebze, sağlıklı yağlar, probiyotikler, ve sabahleyin az meyve.

Televizyonda reklamını gördüğünüz ürünleri, ve üstünde “içindekiler” etiketi olan hiç bir şeyi tüketmeyin.

 

ÇOK BASİT DEĞİLMİ?

 

Haftaya görüşmek üzere.

Yorum Yapın