ÇOK SEVGİLİ BİR ARKADAŞIMIZI KORONA VİRUSU NEDENİYLE KAYBETTİK – YAKUP BAROUH

 

Ayda bir, öğle yemeği için Bizim Tepe’de buluşan yemek grubumuzun resmi aşağıda. İzzet İncekara ve Hüseyin Şenkut yoktu o gün, ama soldan başlayarak, Aydın Ulusan, Yakup Barouh, Mehmet Önkal, Korkmaz İlkorur, Taylan Sabuncuoğlu ve Pınar Kılıç.

Yemek için buluşmaya karar verdiğimiz son tarih 17 Mart idi; ancak bir gün evvel çıkarılan yasaklar nedeniyle bu gerçekleşemedi.

Milletçe çok meraklı olduğumuz öpüşme ve sarılmadan, bir ay evvel, Korona Virusu nedeniyle vazgeçmiştik. Ancak, resimden de göreceğiniz üzere, altı çizilerek önerilen sosyal mesafenin korunması, yani yanınızdakine mesafenizin 1,5 – 2 metre olması, kavramını pek benimsediğimiz söylenemez. Eğer 16 Mart tarihinde alınan lokantaların kapatılması kararı çıkmasaydı, Allah korusun, kayıp sayımız birden fazla olabilirdi.

 

Yakup kardeşimizi anarken

 

Taziye e-postalarının yoğunluğu, Yakup’un ne kadar sevildiğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Robert Kolej Yüksek Okulunun 1967 mezunları arasında en popüler olanlardan biriydi.

İlancılık Reklam Ajansının 1909 yılında, yani Osmanlı zamanında, kurulduğunu biliyor muydunuz? Bu muhteşem geçmişi olan Ajans’ı Yakupcuğumuz yönetiyordu.

Sadece reklam dünyasında değil, organizatör kimliği ile de tanınırdı Yakup. Mezunlar konusundaki çabaları dışında, bu blog’u okuyan sınıf arkadaşlarımızla, Bizim Tepe’de, bir “brunch” ve soru cevap toplantısı da düzenlemişti. Bir de saat hediye edilmişti bana.

Ne diyeyim; çok özleneceksin Yakupcuğum.

 

Coronavirus

 

Yukarıda da belirttiğim üzere, 17 Mart tarihindeki yemeğimizi, sosyal mesafe kuralını uygulamadan gerçekleşebilirdik. “Bana bir şey olmaz” abukluğumuz var ya?

İngilizcede çok hoşuma giden bir deyiş var: “When you assume, you make an ASS of U and ME”. Tercüme etmeyeceğim, zira anlamını kaybeder.

Yani, “bana bir şey olmaz abi”, varsayımından vazgeçelim.

Türkiye’mizde, 65 yaş üstündekilere ve 20 yaş altındaki bazılarımıza karantina uygulaması var. Bu normal yaşamımızın dışındaki zorlamaya kendimizi alıştırıp, “bana bir şey olmaz” tutkusundan vazgeçmemiz gerekiyor.

Karantinaya tabi olmayan kişiler kesinlikle maske kullanmalılar ve sosyal mesafe kuralını dikkatle tatbik etmeliler. Fiziksel temastan kaçınılmalı gerek insanlara gerekse başkalarının dokunmuş olabileceği satıhlara dokunduktan sonra, 20 saniye kuralını uygulayarak ellerimizi yıkamalıyız. Ellerimizle, burun, göz ve ağız temasında bulunmamalıyız.

SIARSI GELMİŞKEN; TRUMP’IN ÖNERDİĞİ KENDİNİZE DEZENFEKTAN ENJEKTE ETMEYİ DENEMENİZİ ÖNERMİYORUZ.

Karantina ekibine önerilerimiz şöyle:

 

1. Sağlıklı beslenin: tahıl, şeker, yapay tatlandırıcı, süt ve süt ürünleri (ev yapımı yoğurt dışında), hazır yiyecekler tüketmemeye çalışın. İyi proteinler, yeşil yapraklı sebzeler, prebiyotik ve probiyotikler ve günde bir öğün meyve.
2. Takviye olarak, C vitamini, E vitamini, D vitamini, Çinko ve Omega-3 alın.
3. Bağışıklık sisteminiz güçlendirmek için, mümkün olduğunca aktif olun. Aşağıdaki resimden göreceğiniz üzere, ben sitemizin içindeki bu güzel parkur da yürüyebiliyorum. Bir sabah, birde akşam üstü, 40-45 dakika yürüyorum.

4. Yürümek dışında, evde en aşağı 3 defa egzersiz yapıyorum. 15 Eylül 2015 tarihli yazımdaki ve 6 Nisan 2020 tarihli yazımdaki egzersizleri sizde yapabilirsiniz.
5. Mübarek Ramazan ayı nedeniyle, bazı doktorların (???) oruç tutmanın bağışıklığınız düşüreceği için tavsiye etmediklerine şahit oldum. Kesinlikle doğru değil; ORUÇ TUTMAK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRİR. İftar ve sahur sürecinde bol, bol su tüketmeyi unutmayın.
6. Günde 2 defa meditasyon yapın.
7. Bilmece çözün (benim favorim Sudoku) ve okuyun.
8. Bütün gün televizyonun karşısında oturmayın.

Bu sefer de bu kadar, sevgili okurlarım; kalın sağlıcakla.