Sevgili arkadaşım Yusuf Subaşı, 13 Ağustos 2016, Cumartesi günü, kalp ameliyatı sırasında hayatını kaybetti; nur içinde yatsın güzel kardeşim.
Anladığımız kadarıyla, 3 damarında ciddi tıkanıklık varmış ve doktoru acil “By-Pass” ameliyatı önermiş.
Yusuf blogdaki bazı yazılarımı okur ve ilgilendiği konularda ek bilgi isterdi. Son telefon konuşmamızda, Ramazan ayı süresince oruç tutarak 8 kg. verdiğini ve 24 Nisan 2015 tarihli “Aralıklı Olarak Oruç Tutmak”, yazımı biraz açmamı istemişti. Uygulama şansı bulup, bulamadığını bilemiyorum.
Günde bir saat yürüyüş yaptığını da anlatırdı, ancak sürekliliği konusunda bilgim yok tabii.
Yemek/iştah konusunda ilginçti Yusufcuğum; bir şeyler yediğinde iştahı iyicene açılıyor, yemediğinde ise o öğünü atlayabiliyordu.
Arkadaşlığımız neredeyse 50 yıla yaklaştığından, sohbetlerimiz, doğal olarak, gayet samimi ve resmiyetten, ciddiyetten uzaktı. Örneğin, her hangi bir ilacı kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. İlaç konusunda tek hatırladığım, doktorunun tavsiyesini reddettiği ve benim de aferin dediğim bir ilaçtı. Aferin dediğime göre büyük bir olasılıkla kolesterol düşürücü bir ilaçtı.
Kalp sorunu olasılığına ilişkin tek hatırladığım, bel çevresinin biraz fazla olmasıydı.
Bir sınıf arkadaşım, yıllar önce, “Yahu, koşuyorsun, ağırlık kaldırıyorsun, sağlıklı besleniyorsun da, bütün bunlar benden 3 yıl fazla yaşamak için mi? “diye sormuştu. Yanıt gayet basit, olay uzun yaşamak değil, yaşamını sağlıklı, ilaçsız, kısıtlamasız gerçekleştirebilmek.
29 Haziran 2016 tarihli “Çok Şaşırıyorum” yazımda insanların sağlık konularına ne kadar ilgisiz, buna kızım ve karım da dahil, olduğunu hayretle izlediğimi belirtmiştim. Ama, vaz geçmek yok; belki bazınızı hala dönüştürebilirim.
Kalp hastalığının dünyada ölümlerin baş nedeni olduğunu göz önünde tutarsanız, belki de kalp krizi geçirme olasılığınızı % 80 düşüren aşağıdaki basit 5 öneri ilginizi çekebilir.
Bu 5 basit, ancak etkili, yaşam-tarzı değişiklikleri arasında:
- Sağlıklı beslenme
- Fiziksel hareket / spor
- Mütevazi alkol tüketimi (günde 10 – 30 gm.)
- Sigara içmemek
- Sağlıklı bel çevresi ölçüsü
Bir çok kişinin inancının aksine, en büyük düşmanınız yumurtadaki, tereyağındaki doymuş yağlar değil; EN BÜYÜK DÜŞMAN:
- Şeker
- Rafine edilmiş karbonhidratlar
- İşlenmiş, hazır gıdalar
oluyor.
Şekerden, mısır şurubu (HFCS) ile tatlandırılmış gıdalar ve içeceklerden, tahıllardan, işlenmiş/hazır gıdalardan VAZGEÇİN.
GERÇEK VE DOĞAL GIDALAR TÜKETİN. Yani kutuda, torbada, ambalajda olan gıdaları tüketmeyin.
Sağlıklı beslenme ensülin hassasiyetinizi koruma konusunda da çok önemlidir. Yani iyi beslenirseniz, ensülin direnci karabasanı ile muhatap olmazsınız.
Ensülin direnci, tüm kronik hastalıklarının temelini oluşturur, zira kronik yangısal süreci (enflamasyon) tetikleyerek vücudunuzun yaşlanma olgusunu hızlandırır.
Yeni yapılan bir araştırma, 100 yaş üzerinde yaşamanın en güçlü öngörücüsü (prediktör) vücudunuzdaki yangısal sürecin düşük düzeyde olmasını saptamış.
Kan tahlili yaptırdığınızda mutlaka CRP ve açlık ensülininizi de isteyin. Vücudunuzun yangı durumunu en iyi böyle belirlersiniz.
Lütfen, bu basit önerileri dikkate alın ve aşağıdaki yazıları tekrar, veya daha ciddiye alarak, okuyun:
“Beslenme/Sağlık”, 11 Mart 2015
“Kolesterol, Bölüm I”, 25 Nisan 2016
“Kolesterol, Bölüm II”, 6 Mayıs 2016
“Hastalık ve Ensülin Üzerine Bazı Notlar”, 15 Nisan 2016
Fiziksel hareket/spor tabii ki çok önemli. Ancak, haftada 3 gün spor salonuna gidip, ve de her gün 10.000 adım yürüseniz bile yine hareketsiz kategorisine alınabilirsiniz. Bir çok sağlık uzmanı günde 3 saatten fazla oturulmamasını öneriyor.
18 Mart 2015 tarihli “Hareketsizlik” yazımı okursanız, sizi hareketli kılabilecek bir yöntem öğrenirsiniz.
Özetle, beklenmedik ve çok acı vererek terk edilme olasılığını bir nebze azaltmak için yukarıdaki önerileri hayatınızın bir parçası/rutini haline getirin.
Haftaya görüşmek azure.