Bu halusinojenik Bal’ın bazı ülkelerdeki kara borsa fiyatının 60 doların üstünde olduğunu biliyor muydunuz?
Tesadüfen bu konuda yapılmış bir araştırmayı görünce hemen dikkatimi çekti; tek yediğim bal bu.
Araştırmacılar “Deli Bal”ın sadece Nepal ve Türkiye de bulunabildiğini, ancak internetten de alınabileceğini belirtiyorlar.
Türkiye de biz de bu bala deli bal deriz ama daha yaygın kullanılan adı kestane veya kestane çiçeği balıdır. Bakalım araştırmacılar ne diyorlar.
Arılar ormangülü (rhododendron) polenleri ile beslendiklerinde, ürettikleri balın halusinojenik etkisi inanılmaz olabiliyor.
Dünyada deli bal olarak bilinen bu balın hafif acı bir lezzeti ve kırmızımtırak bir rengi oluyor. Birkaç türü olan ormangülünün hepsinde grayanotoxin adlı toksik bir madde bulunmakta ve bu maddenin gerek insan gerekse hayvanlarda fizyolojik etkiler yaptığı saptanmış bulunmaktadır. Ne kadar tüketildiğine bağlı olarak, reaksiyonlar halüsinasyon, kalp atışı yavaşlaması, geçici felç ve baygınlık olarak sıralanmaktadır.
Benim gibi kestane balı meraklısı olan kayınbiraderim ile keyfini çıkardığımız bir deli bal kavanozunun üstüne yapıştırılmış etikette, yukarıdaki tüm sakıncaların sıralanmış olduğunu ve 1-2 tatlı kaşığından fazla tüketilmemesi önerildiğini hiç unutmuyorum.
Bilimsel olarak bir yorum yapamamakla birlikte, bizim kestane balımızda da ormangülü poleni tüketen arıların ürettiği deli baldaki gibi grayanotoxin olduğunu düşünüyorum. Uyarıların aynı olması bunu kanıtlıyor sanırım.
Deli bal tüketimi nedeniyle hiçbir ölüm haberine rastlanmamıştır. Ancak, ormangülü yüksek irtifalar da yetiştiğinden ve arıların tehlikeli yamaçlarda yuvaladıklarından, bal toplayıcıların karşılaştığı tehlikeler, balı tüketenlerden daha fazla bulunmaktadır. Nepal’deki bal toplayıcılar tehlikeli yamaçlara tırmandıkları gibi arı sokmaları ile de baş etmek durumundadırlar.
İtiraf etmeliyim ki, bizdeki kestane balı toplayıcılarının ne sorunlarla karşılaştıkları konusunda hiçbir bilgim yok.
Tarihsel açıdan baktığımızda, deli bal tüketimini kötü sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruz. Sokrat’ın öğrencisi olan Atinalı Xenophon’un M.Ö. 401 yılındaki bir olayı şöyle aktarmış: Türkiye topraklarında devriye gezen bir tabur Yunan askeri bazı arı kovanlarından çaldıkları balı tüketince kusmaya, ishal sorunları çekmeye, oryantasyon bozukluğu yaşamaya ve ayakta duramama ile karşılaştıklarını kaydetmiş. Ertesi gün tüm olumsuzluklardan kurtuldukları da belirtilmiş.
Ayrı bir Yunan hikayesi M.Ö. 69 yılında geçiyor. Büyük General Pompey’in askerlerine yerli milislerce tuzak kurularak, güzergahlarına deli bal bırakılmış. Yunan askerleri balın etkisinde kalınca milisler saldırarak hepsini katletmişler.
Bilindiği kadarıyla, deli balın yemeklerde kullanıldığına pek rastlanmamakta.
Deli balın merkez üssü olan Türkiye ve Nepal de bu balın üretiminin temel nedeni ilaç olarak yararlanılması. Yararlarını özetlersek:
- Tansiyon düşürücü
- Enerji arttırıcı
- Viagra nın tatlı bir rakibi.
Herhalde bu nedenlerle, deli bal dünyanın en pahalı balları arasında sıralanmakta. Bazı Asya ülkelerinde, kara borsa fiyatı yarım kilo için 80 dolar. Bazı ülkelerde ilaç ikamesi konusunda ağır cezalar olmasına karşın üstelik.
Unutmayın 1-2 tatlı kaşığını aşmayın ve güvenilir bir satıcıdan alın.
Bu sefer de bu kadar: kalın sağlıcakla.