Nedeni pek anlaşılmayan ve tedavisi olmayan kulakların sürekli bir şekilde çınlamasına “tinnitus” deniyor ve insanların %15 ini etkilediği bildiriliyor.
Bendede bu sorun var. Birkaç yıl önce, konu açılınca, yakın bir dostumun oğlu arkadaşı olan bir kulak, burun ve boğaz uzmanına gitmemi önerdi. Hanım doktor muayene etti ve tek sorduğu şey hiperaktif olup olmadığım idi. Hiperaktif olmadığımı ama aktif olduğumu söyledim ve teşekkür edip çıktım.
Yeni edindiğim bir bilgi, bilim insanlarının dile elektrik şoku vererek ve aynı zamanda bunu bir ses programı ile takviye ederek tinnitus semptomlarını azaltabileceklerini saptamışlar. Üstelik, sadece tedavi olurken değil bir yıl sonra bile etkin olduğu belirtmişler.
Nottingham Üniversitesinde çalışan nurobiyolojist Christopher Cederroth’a göre bu oldukça önemli bir çalışma.
Araştırma ekibinde olan Dr. Cederroth’a göre, bu çalışma iki odaklı uyarıcı yönteminin bir örneği olarak, ses ve hafif elektro şok ile beyindeki “yaramaz” nuronları dislipline etme açısından önemli sonuç vermiş bulunmakta.
Minnesota Üniversitesinde biyo tıp mühendisi olarak çalışan Hubert Lim, tedavide “dil’in önemini tesadüfen bulduğunu belirtmektedir. Birkaç yıl önce, hastaların işitme kaybını tedavi için kullandığı “derin beyin uyarması” yaparken, bir hastanın yıllardır yaşadığı tinnitus sorununun düzeldiğini söylemesi ile ortaya çıkmış.
Birçok insan olmayan sesleri duyma konusunda beyni suçlu bulurlar. Bunun bir izahı, duyma kaybı yaşayan insanlarda beynin bunu telafi etme çabasıyla abartılı sesler duyması olarak özetlenebilir.
Kobaylar üstünde yapılan deneyler sonucunda, tinnitus konusunda elektro şok yönteminin en başarılı olduğu uzvun dil olduğu saptanmış.
Sıra insanlar üstünde yapılacak çalışmalara gelmiş. Deney için tinnitus sorunu olan 326 kişi dillerine hafif şok veren küçük plastik kaşıklarla 1 saat oturur vaziyette tutulmuşlar. Plastik kaşıklardaki çok küçük elektrotlar beyne elektrik vererek birçok bağlı bölgeyi uyarma görevini yerine getirmişler. Denekler bu uyarıyı, efervesan bir şekeri yerken ağzın hissettiklerine benzetilmişler.
Deneklerin aynı zamanda taktıkları kulaklıklar vasıtasıyla beynin ses sistemini dolaysız bir şekilde etki altına almaları sağlanmış. Sürekli değişen tonlarda ve frekanslarda, elektronik müziğe benzeyen, bir arka planda, uyarılmışlar.
Bu iki yöntemi aynı anda kullanmanın amacı, beynin dikkatini dağıtarak, tinnitus’a neden olan aktivitelerini engellemek olduğu belirtilmiştir.
On iki haftalık araştırma sonucunda hastaların tinnitus semptomlarında belirgin bir düzelme gözlemlenmiş. Deneklerin %80’i sonuçların başarılı olduğunu beyan etmişler.
On iki ay sonra deneklerle temasa geçildiğinde, %80 oranında tinnitus ölçümlerinde 12,7 ile 14,5 puan iyileşme gözlemlenmiş.
Oxford Üniversitesi “beyin bilimcisi” (neuroscientist) Victoria Bajo, araştırmada kontrol gurubu olmayışını eleştirmişdir. Araştırmalar da genellikle bir test gurubu, birde kontrol gurubu olması kuralı ihlal edildiği için bazı deneklerin plasebo etkisiyle iyileşebileceği olgusu belirlenememiş bulunmaktadır. Araştırmanın iyi bir başlangıç olduğunu söyleyen Dr. Bajo, bu tür çalışmaların devam edeceğini vurgulamıştır.
Sevgili dostlar, yarın gidip bir cihaz alarak kulak çınlamanızı geçiremeyeceksiniz maalesef. Ama bu yakında gerçekleşebilir.
Bu seferde bu kadar; kalın sağlıcakla.