ÖNERİLERSAĞLIKUYARILAR

DOKTORLARIN KENDİLERİNİ COVİD-19’A KARŞI NASIL KORUDUKLARINI BİLMEK İSTERMİSİNİZ?

Yazar: 29 Haziran 2020 4 Yorumlar

 

 

Bu virus’a yakalanma olasılığımızı düşürmek için ne yapmamız gerektiğini artık öğrenmiş olmalıyız. Ama yakalandığımız takdirde, içsel savunma sistemimizi güçlendirmek için ne yapmalıyız? Bazı doktorlara bu konuda ne yaptıkları soruldu.

 

Şekerden uzak durun.

 

Yüksek kan şekerinin Covid-19 enfeksiyonlarının daha şiddetli geçmesine neden olabileceği gibi, bağışıklık sistemini de zaafa uğratabileceği bulgularına rastlanmış bulunmaktadır. Birçok doktor bu nedenle şeker tüketimlerini sınırlandırdıklarını belirtmiş bulunmaktadır.

 

C ve D vitaminleri takviyesi yapın.

 

Birçok araştırma C vitaminin enfeksiyonları önlemekte destek sağladığını kanıtlamış bulunmaktadır. Ben, her gün 1.000 mg ile takviye ederim.

“A-List Diet” kitabının yazarı Dr. Fred Pescatore, 2 gün 50.000 IU D vitamini, ondan sonra da hastalık geçene kadar günde 15.000 IU D vitamini alınmasını öneriyor. Ayrıca, 2 gün 40.000 IU A vitamini, sonrada günde 10.000 IU alınmasının da iyi olacağının altını çiziyor. Bunun dışında her gün 50 mg Çinko ve 3.000 mg C vitamini aldığını belirtiyor.

 

Besleyici ögeleri tükettiğiniz besinlerden almaya çalışın.

 

Ben deniz mahsulleri, hayvansal protein, kuru yemişler ve tohumlar tüketerek çinko ihtiyacımı ve yeşil yapraklı sebzeler, narenciye, kivi den de C vitamini ihtiyacımı karşılamaya çabalarım.

 

Yeşil çay için.

 

Ben her sabah en az bir fincan yeşil çay tüketirim; bazen iki fincan. Doktorlar yeşil çayın güçlü anti-enflamatuar (yangı önleyici) özelliklerinin altını çizmekteler. Ayrıca, yeşil çayın solunum yolu enfeksiyonlarını da önlediğini unutmamız gerekiyor.

 

Tavsiye edilen diğer bir çay.

 

“Brain Body Diet” kitabının yazarı Dr. Sara Gottfried ısırgan otu çayını önermekte. Covid-19 hastalarında semptomları güçlendiren “cytokines” lerin etkisini azaltan bu madde ısırgan otu çayında bulunmakta.

 

Güneşte bahçe bakımı ve topraklanma.

 

Dr. Gottfried her gün 30 dakika güneşin altında bahçesi ile ilgilenerek D vitamini ihtiyacını karşılamaya çalıştığını ve bunu yalınayak yaparak aynı zamanda “topraklandığını” belirtmekte.

Topraklanmanın bağışıklık sistemimize olumlu etkisini 26 Şubat 2016 tarihli yazımda görebilirsiniz.

Ben her gün 2 defa 20 şer dakika Topraklanma “Mat’ı kullanmayı ihmal etmemeye çalışırım. Mümkün olduğunda ot, toprak ve kumda bu işlevi gerçekleştirmek daha iyi tabii.

 

 

Bu öneri çok önemli.

 

Ben her sabah bir çay kaşığı İngiliz Karbonatını ılık suya karıştırıp bolca limon suyu ile içerim, akşamları da aynı şekilde, limon suyu yerine elma sirkesi kullanarak, bu işlevi yerine getiririm.

“Evolved Science Wellness Practice” kurucusu, Dr. Erika Schwartz da günde 3 defa ılık su ve karbonat karışımını içtiğini ve bunu herkese önerdiğini belirtmekte.

Karbonat alkali olduğu için vücudu yüksek bir pH düzeyine kavuşturarak, mikrop ve viruslara karşı ve enflamasyon (yangı) sürecine karşı etkin bir savunma gerçekleştirir.

 

Temiz havanın keyfini çıkarın.

 

Araştırmalar, egzersizin bünyeyi Covid-19’un komplikasyonlarına karşı koruduğunu saptamış bulunmaktadır.

Ben her gün, bir veya iki defa 40 dakikalık yürüyüş yaparım. Bu kadar gerekmiyor ama en az 20 dakikalık bir yürüyüş yapılmasını öneririm.

 

Moralinizi yüksek tutun.

 

“National Institute of Health Clinical Center” çalışanı Dr. Christine Gerbstadt, “Stres ve kaygının bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek iyileşme sürecini aksattığını” vurgulamaktadır. Buna karşın aile ve sosyal çevrenizle yoğun ve güzel ilişkilerinizi ihmal etmemeniz hararetle tavsiye ediliyor.

 

Yatmadan evvel gevşeyin.

 

Yatmadan yarım saat önce televizyon, bilgisayar, tablet gibi cihazlarınızı kapatın.

Dinlendirici bir kitap okuyun.

 

Derin uyuyun.

 

Dr. Gottfried, yatmadan evvel meditasyon yaptığında daha iyi uyuduğunu, hatta dişlerini “gıcırdatma” tutkusunu unuttuğunu belirtmekte. İyi bir uykunun bağışıklığa olumlu etkisini unutmamalıyız.

Ben günde iki defa meditasyon yaparım ve uykudan hemen önce olmasa da kaygılarımdan arındığımı söyleyebilirim.

Bu sefer de bu kadar; kalın sağlıcakla sevgili okurlarım.

 

 

4 Yorumlar

  • ALİ ARDA dedi ki:

    Aydıncığım bilgine ve ağzına sağlık.Yine gündemi en can alıcı yerinden vurmuşsun.Sevgiler

  • Sebnem Keçeci dedi ki:

    AYdın Bey ,Pınar Hanım
    Sevgıler ve hürmetler can ı gönlümden …
    Çok ıyısınızdir umarım…
    Pek faydalı bilgilerinizi okumamın ardından iki soru belirdi aklımda,
    Yeşil çay ı acık alıyorum ,
    Kaynamış ve üç beş dakıka dınlenmış suyu yaprakların üzerindeki geçirip süzüp
    içiyorum ,ıyı yeşil çay ı nereden temın ediyorsunuz ?
    Uzun zamandır sabahları yarım limon suyunu ılık suya karıştırıp bir cay kaşığı karbonat ı
    köpürürken içtim ,bir zaman sonra Boğaz ve gırtlağım tahrıs oldu ,sanık yaralanmış gibi
    acımaya başladı ,kestim
    Karbonat mı ,lımon mu birşey ın tesiri oldu anlamadım
    Ingılız karbonat ı kutuda yenı aldım henüz denemedim acaba açık aldığım karbonatln
    sonucumuydu ?
    Sebnem

    • Aydın Ulusan dedi ki:

      Şebnemciğim,

      Nazik sözlerin için teşekkürler.

      Yeşil çay’ı “dökme” alman çok iyi; bende öyle alırım. Torbadaki çaylar sıcak su nedeniyle zararlı olabiliyor. Bazen Ortaköydeki aktarımızdan, bazende Levent Kuruyemişten alıyorum.

      Keabonat’ın boğaz ağrıttığını ilk defa duyuyorum.Açık (dökme) aldığında İngiliz karbonatı olarak iste, daha düşük kalitelisi de var. Örneğin, bizim Ortaköydeki aktarda hem dökme karbonat, hemde dökme İngiliz karbonatı var. Eczaneden “Miraderm” marka İngiliz karbonatı da alıyorum.

      Selamlar, sevgiler.

      Aydın

Yorum Yapın