Çok yakın bir arkadaşım, geçenlerde uykusuzluk sorunundan şikayet etti, bende bu konuda yazdıklarımı okumasını önerdim.
Aşağıda gördüğünüz üzere, oldukça yoğun işlenmiş bir konu.
- “Uyku I”, 29 Haziran 2015
- “Uyku II”, 8 Temmuz 2015
- “Geceleri Muayyen Bir Saatte Uyanıyor musunuz?”, 11 Ağustos 2016
Bazı çözüm önerileri de var:
- “Duygusal Özgürleştirme Tekniği”, 20 Temmuz 2015 (TAPPING)
- “Hala Uyumakta Zorlananlar İçin Kısa bir Not”, 12 Kasım 2015
- “Öğleden Sonra Kestirmenin Yararları ve Süreleri”, 24 Ağustos 2016
- “Daha İyi Uyku İçin 6 Yoga pozu”, 15 Şubat 2017
- “Uykunuzu Kaçıran 6 Kötü alışkanlık”, 14 Temmuz 2018
“Kısa bir no..”da önerilen nefes tekniği, çok basit ve herkes ce kolayca uygulanabilir. “Tapping” konusu ise, yine çok yakın bir arkadaşımın uyku sorununu çözdü, ve bu nedenle her karşılaştığımızda “Allah Razı Olsun” demeden geçmez.
Bu yazıda, çok eskilere dayanan, 3 uyku sorunu çözümünü sizlerle paylaşacağım. Uyku sorunu olanların veya yukarıdaki önerilerden yarar sağlayamayanların denemesini öneririm; kaybedecek bir şeyiniz yok.
- İki-Vardiyalı Uyku
Uyku konusunu inceleyen bilim insanları, endüstri devriminden, yapay ışığın keşfinden, ve günde 9:00-17:00 mesai saatinin zorunlu kılınmasından evvel, insanlar, genellikle, 2 vardiyada uyurlarmış.
“İlk Uyku” güneş batımında başlar, sonra gecenin yarısında uyanıp, kalkılır, bir şeyler atıştırılır, hayat arkadaşıyla seks yapılır, kitap okunur, veya sohbet edilir ve tekrar yatılırmış. Bu “İkinci Uyku”, gün doğumuna kadar sürermiş.
Bazı bilim insanları, hiç uyanmadan/kalkmadan, 8 saat süreyle kesintisiz uyumanın doğal olmadığına inanmaktalar.
Bu çok eskilere dayanan uyku sistemi, yeni/modern adıyla “biphasic” veya “polyphasic”, günümüzde de de popülarite kazanmış olup uyku sorunlarını gidermekte kullanılmaktadır.
1990 larda yapılan bir araştırmada, 10 saat karanlıkta bırakılan yetişkinler, kendi kendilerine iki vardiyalı uyku sistemini benimsemişler.
Gece yarısı uyanan tiplerdenseniz, bununla inatlaşmayın, yataktan çıkıp bir çay için ve/veya kitap okuyun; atalarımızın yaptığı gibi.
- “Öğleden Sonra Kestirmesi” – Her Gün
“Öğleden Sonra Kestirme”, diğer adıyla “siesta”, modern 9:00 – 17:00 çalışma saatinin uygulanmaya başladığından beri zora düşmüş bir eylem, ancak “öğleden sonra kestirmesinin” tarihi epey eskilere gitmekte olup, sağlık üzerindeki yararları da araştırmacılar tarafından kanıtlanmıştır.
Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde yaygın olan düzenli “siesta” uygulamasını araştıran bilim insanları, bunun kalp damar hastalığı riskini düşürdüğünü ve tansiyon ilacı alma gereksinimini de azalttığını saptamışlar.
“Öğleden Sonra Kestirmesinin”, yeterli gece uykusu alamamanın çözümü olmadığı unutulmamalıdır. Ancak, bunu günlük hayatınıza adapte edebilirseniz, genel sağlığınıza katkıda bulunacağın da kesin.
- Yatmadan Evvel Badem Sütü İçin
Çocukluğumuzda, anneannemizin, gevşememiz için, yatmadan önce bir bardak sıcak süt içirdiğini hatırlarsınız herhalde. Ancak, badem sütü içmek hem tarihçe olarak çok daha eski, hem de daha yararlı.
Tobias Venner adlı bir doktor, 1637 tarihinde uykusuzluğu gideren bir “ilaç” bulmuş: BADEM SÜTÜ.
Badem sütü triptofan adlı bir amino asit içerir; bu da melatonin adlı uyku getiren hormon ile etkileşerek, uyku sorunumuzu gidermeyi hedefler. Tabii, başarı derecesi triptofan’a olan duyarlılığımızla bağlantılıdır.
Çok eskilere dayanan, bu üç öneri uyku sorunlarınızın çözümüne katkı sağlayarak, sabah zinde kalkmanızı mümkün kılabilir.
Eski tarz uyumayı bir deneyin derim.
Bu sefer de, bu kadar; sağlıcakla kalın.
