Günde 10.000 adım yürümenin sağlık açısından önemli olduğunun ortaya sürülmesi, oldukça büyük boyutlu bir endüstri yaratmış bulunmakta. Ancak, bu 10.000 sayısının nereden geldiğini biliyor musunuz?
Son yıllarda, günde 10.000 adım atma “rejimi” popüler kültürde önemli bir yer etmiş durumda. Önemli profesörler, gazete sütunlarında bunu hararetle önermekte, ve gerek akıllı telefonlara indirilen “adım sayma” programları, gerekse bele takılan aletlerde 10.000 adım karşınıza çıkmakta.
Bütün bunlar, 10.000 sayısının tamamen gelişigüzel seçilmiş olmasına rağmen
Rakamın kökeni, 1960 ların ortasında bir Japon şirketinin başarılı bir pazarlama kampanyası. 1964 Tokyo Olimpiyatlarının olağanüstü popülaritesinden esinlenen Yamas şirketi, dünyanın ilk “takılabilir” adım sayacını tasarlıyor. Aletin adı “monpo-kei”, ve tercümesi “10.000 adım sayacı”.
İşte size gizemli 10.000 sayısının kökeni.
Tennessee Üniversitesinin kinesiyoloji bölümünün başı olan Prof. Davi Bassett’e göre:
“Bu sayının öne sürülmesi hiç bir kanıta dayanmamakta idi, o tarihte. Ancak, aktif bir yaşam tarzını sembolize ettiği, ve sağlık açısından katkı sağlayabileceği düşünülmüş.”
Kyushu Üniversitesinden bir araştırmacı ekip, 10.000 adım atmanın potansiyel yararlarını araştırmışlar. Ortalama Japon insanının, günde, 3.500 ve 5.000 adım attığını, ve bunu günde 10.000 adıma çıkardıklarında koroner kalp hastalığı riskini azaltabilecekleri sonucuna varmışlar.
10.000 adımın yararları konusunda okuduğum diğer araştırmalar da beni pek ikna etmedi doğrusu.
Bazı GERÇEKLERİ özetleyelim:
- Günde 3 saatten fazla oturmak sağlığınıza zarar verir, yarım saatte bir kalkıp 5 dakika yürüyün veya 5 “body squat” yapın.
- Sadece 20 dakikalık bir yürüyüş bile beyninizdeki “mutluluk hormonlarını” arttırır.
- Amacınız kilo kaybı ise, günde 10.000 adım, tek başına pek bir işe yaramaz; yediklerinizi kontrol etmeniz şart.
- Temponuzu arttırmanız, örneğin dakikada 100 adım, yaktığınız kalori miktarını arttırır, ancak belirgin bir fark görmezsiniz.
- Kalp atışınız, erkeklerde 220, kadınlarda 226, rakamından yaşınızı çıkartıp, 0,85 ile çarptığınızda çıkan sayının üstündeyse aerobik egzersiz yapıyorsunuz anlamına gelir. Aerobik, oksijenle anlamına gelir ve kendinizi oksidatif hasar (serbest radikal) tahribatına maruz bırakmış olursunuz. Jogging denilen “spor” u hiç tasvip etmediğimi vurgulamak isterim.
- Gerek kalp-damar sisteminizi, gerekse kaslarınızı çalıştırmanın en etkin yolu ağırlık çalışmaktır.
- Yüksek Yoğunluklu Çalışma (HIIT) ve “Super Slow” ağırlık çalışmasını inceleyin; Super Slow’un İstanbul’da stüdyoları var. Super Slow haftada 1-2 defa 15 -20 dakikalık etkin bir program.
Konu ilginizi çektiyse, 16 Şubat 2018 tarihli “Eski Bir Konuyu Yineleyelim” yazımı tekrar okumanızı öneririm.
Bu hafta da bu kadar; sağlıcakla kalın.