Her gün kimyasallarla dolu sabun ve şampuanlarla yıkanma tutkumuzun reklam şirketlerinin “beyin yıkama” da ki başarısına değineceğiz, ancak ilk önce bazı temel bilgileri paylaşmak istedim.
“Beyin yıkama” konusunda çok ciddi olduğumu kendimden bir örnekle anlatayım. Seneler önce, sabah duşumu yapmak için kalktığımda, su kesintisi nedeniyle, bunun mümkün olamayacağını gördüm ve hasta olduğum bahanesiyle işe gitmeyip uyumaya devam ettim. Yani, duş yapmadan güne başlamak kabul edilebilecek bir şey değildi.
Simbiyoz
Simbiyoz Yunanca kökenli bu sözcüktür, ve “beraber yaşamak” anlamına gelir.
Simbiyotik ilişkinin en güzel/renkli örneklerinden birini, palyaço balığı ile deniz şakayiği’nin aşağıdaki resminden görebilirsiniz.
Deniz şakayiği’nin “kolları” zehirli olup, bunları kendini savunmak ve beslenmek için kullanır. Çoğu balık şakayiğe yanaşmaz bile.
Palyaço balığı şakayiğe besin taşır ve karşılığında güvenli bir yuvaya sahip olur.
İnsanların da 750 trilyon bakteri, mantar, virüs, vb. organizmalar la benzer bir ilişkisi vardır; bu organizmalar topluluğuna “mikrobiom” denir. Onlar bizim bağışıklık sistemimizin % 90 ını oluşturur ve bizi korur, bizde onlara yaşayabilecekleri bir ortam sağlarız.
“Prebiyotikler, Probiyotikler ve Mikrobiom Üzerine Kısa Bir Not” yazısını 26 Mart 2015 tarihinde yayımladım; tekrar okumanızı öneririm. Dr. Robynne Chutkan’ın konuya ilişkin aydınlatıcı video’sunu da muhakkak izleyin.
Vücudumuzdaki en büyük organ derimizdir, ve mikrobiomumuz orada, kalın bağırsağımızda ve tüm vücudumuzda yaşamını sürdürür.
Deniz şakayiğinin palyaço balığını yemesi nasıl anlamsız olursa, insanların da kimyasallarla dolu sabun ve şampuanlarla derisinde yaşayan bu yararlı bakterileri öldürmesi aynı şekilde anlamsız, ve tehlikelidir.
Bir evvelki yazımda değinmiştim, ama tekrar hatırlatayım: Antibiyotik almak da bağırsaklarımızda yaşayan yararlı bakterileri öldürür.
Azaltmak
Her gün aldığınız “normal” duşunuzu, iki günde bir, üç günde bir, ve hatta çok aralıklarla almaya ne dersiniz?
Bu tedrici azaltmaya giderken, daha az sabun, daha az şampuan ve daha az deodorant kullanımını da unutmayın.
Deodorant “bağımlıları”, ilk aşamada, suya karıştırılan karbonat kullanmayı düşünebilir. Bunu da azaltarak, sonunda hiç deodorant kullanmamak hedeflenmeli.
Kullandığınız sabun ve şampuanın saf, kimyasallar içermeyen, türden olmasına dikkat edin. Kimyasallarla dolu, antibakteriyal, sabun ve şampuanlar derinizdeki bakterileri bir süre için yok eder. Zamanla bu bakteriler tekrar oluşur, ama genelde, yeni oluşan bakterilerdeki denge bozulmuş ve koku yapan mikroplar ağır basma durumuna gelmiştir.
Nemlendirici gibi banyo sonrası kullanılan ürünlerden de vazgeçmelisiniz.
Ben haftada 3-4 gün duş yaparım, ve sadece koltukaltı, kasık (bacak arası), ve ayaklarımı saf, kimyasız sabunla yıkarım. Bunu genelde spor sonrası yaparım.
Kaliforniya Üniversitesi, San Diego Tıp Fakültesi, Dermatoloji Bölümü yardımcı doçentlerinden Dr. Casey Carlos:
“ İnsanları sadece ihtiyaçları olduğunda sabun kullanmalarına ikna etmek çok zor…Bilmiyorlar ki, deri kendini çok güzel temizleyebiliyor.”
diye özetlemiş durumu.
Ben her 10-15 günde bir sabun ve şampuanla yıkanırım. Tabii, sabun ve şampuanım saf, kimyasız cinsten.
Bunu daha da seyrekleştirmeyi düşünüyorum.
Bir süre sonra, vücudunuz ‘un kokmadığını, ve saçınızın daha sağlıklı bir hal aldığını görecek, ve hissedeceksiniz.
İlk aşamada, her gün yıkanmamayı düşünmek sizlere çok ters gelebilir. Ancak, her gün yıkanmanın oldukça yeni bir tutku olduğunu hiç unutmayın.
Seneler önce, Bütün Dünya dergisinde okuduğum bir sözü hiç unutmam:
“Her gün kiliseye gittiğimizi, ve haftada bir yıkandığımız günleri hatırlıyor musunuz?”
Türkiye’mizde de eskiden, genelde Pazar günleri, banyo günü olurdu. Odunla ısıtılan büyük şofbenler ateşlenir, ve bütün aile yıkanırdı.
Birkaç not:
- Bulaşıcı hastalıkları engellemek için ellerinizi sık, sık yıkayın. Ancak, bunu antibakteryel, kimyevi madde dolu sabunlarla değil, saf sabunlarla yapın.
- Daha evvelde değindiğimiz klorlu yüzme havuzlarda yüzmenin sakıncalarını, bilhassa yukarıdaki nedenlerle, unutmayın.
Bu hafta da bu kadar; bir dahaki sefere kadar hoşça kalın.