Birçoğunuz anımsayacaktır; 15 Ocak 2016 tarihli “Hindistan Cevizi Yağı Kullanmanın Faydaları Hakkında Detaylar” ve 11 Şubat 2016 tarihli “Daha Enerjik, Sağlıklı ve Uzun Bir Hayat İçin Mitokondriyal İşlevlerinizi İyileştirin” başlıklı yazılarımda ketonların ve ketojenik diyetin işlevine göz atmıştık.

 

İlk yazıda KETON CİSİMLERİNİN işlevine ve beyin için tecih edilen bir yakıt biçimi olan keton cisimlerinin üretimini arttıran, orta zincirli trigliserit özelliği taşıyan hindistan cevizi yağının nasıl tüketileceğine değinmiştik.

Unknown

Yukarıdaki görseldeki bir keton cisimciği. Diyabeti olmayan bir bireyde, bedenin açlık karşısında gösterdiği normal tepki keton üretmek olacaktır. Hindistan cevizi yağı tüketmek keton üretimi için açlık oluşması gerekliliğini ortadan kaldıracaktır. Normalde hindistan cevizinin yardımı olmadan, karaciğer ancak glukoz temini kısıtlı olduğunda keton üretir. Ketonlar karaciğerde yağların parçalamasıyla üretilir.

 

İkinci yazıda ise, ketojenik diyetin mitokondriyal işlevi iyileştirmede nasıl etkili olduğuna değinmiştik. Aşağıda vereceğimiz epilepsi ve kanser hakkındaki bilgilerde daha ayrıntılı değineceğimiz bu işlev son derece önemlidir.

 

Ketojenik diyet çocukların geçirdiği nöbetleri düzenlemek için uzunca bir süredir kullanılmaktadır. Dr. Thomas Seyfried yönetimindeki ekipten, farelerde epilepsi ve beyin kanseri üzerine çalışan bir araştırmacı ketojenik diyetin tümörler karşısında etkili olabileceğini ve bu konuyu araştırmayı önermiştir.

 

Bu önerinin arkasındaki mantık şu şekildeydi: Normal hücrelerinizin yakıt olarak glokoz (şeker) yerine keton cisimciklerini yakmak üzere adapte olma esneklikleri vardır. Kanser hücrelerinin ise böyle bir esneklikleri yoktur, dolayısıyla karbonhidrat tüketimini azaltıp nişastasız sebzeler tüketmeye başlayınca, KANSERİ ETKİLİ BİR ŞEKİLDE AÇLIĞA MAHKUM EDERSİNİZ.

 

Bedenin glukozu karbonhidratlardan ürettiğini hatırlayacaksınız. Her defasında söylüyorum, metabolik olarak bir dilim ekmek yemekle bir kaşık şeker yemek arasında bir fark yoktur.

 

Mitokondriyonun, yani hücrelerinizdeki ana güç jeneratörlerinin, pek çok kanser türünün filizlendiği merkez bölge olduğuna inanılır. Mitokondriyon sadece kalıtsal mutasyonlar tarafından değil, ayrıca pek çok çevresel faktör ve toksinden de zarar görür.

 

Mitokondriyal işlev hakkında yazdığım yazıda vurguladığım üzere, aralıklı olarak oruç tutmak ve ketojenik diyet uygulamak MİTOKONDRİYAL İŞLEVLERİ İYİLEŞTİRMEK, VE DOLAYISIYLA KANSERİ ÖNLEMEK, HATTA BELKİ İYİLEŞTİRMEK ADINA SON DERECE HAYATİ BİR ROL OYNAR.

 

Daha iyi bir sonuç elde etmek için aralıklı olarak oruç tutmayı ve ketojenik diyeti birlikte uygulamayı deneyin.

Öncelikli bir uyarı: EĞER TİP 1 VEYA TİP 2 DİYABETİNİZ, VEYA BÖBREK PROBLEMLERİNİZ VARSA KETOJENİK DİYETTEN UZAK DURUN. En azından, önce doktorunuza danışın.

 

Ketojenik diyette nişastasız sebzeler dışında tüm karbonhidrat kaynakları beslenmeden çıkarılır, yerine sağlıklı yağlar ( hindistan cevizi yağı, tereyağı, macadamia cevizi, soğuk pres zeytinyağı, vs.) ve yüksek kaliteli proteinler konulur.

 

weekly-keto-macros1-248x300

Yukarıdaki ketojenik diyet esnasında nasıl beslenilmesi gerektiğine dair bir tablo. Siz de kendinize özel ketojenik diyet tablonuzu Google arama motoruna “Keto Macro Calculator” yazarak çıkartabilirsiniz.

 

Yukarıdaki yüzde oranları her besin grubundan almanız gereken kalori miktarını temsil ediyor. Günde toplam kaç kalori almanız gerektiğini ise yine keto makro hesaplayıcı aracılığıyla öğrenebilirsiniz.

 

Örneğin benim için çıkan oranlar şu şekildeydi:

%3 karbonhidrat (80 kcal)

%12 protein (345 kcal),ve

%86 yağlar (2506 kcal)

 

 

Yüksek kaliteli protein ve sağlıklı yağlar denilince aşağı yukarı neden bahsedildiği anlaşılıyordur, peki ya karbonhidratlar? Bunun için daha açıklayıcı bir liste hazırladım.

 

Ayrıca “Net Karbonhidratlar”a da göz atacağız. Net karbonhidrat değeri beslenmenizdeki toplam karbonhidrat oranından toplam lif oranının çıkarılmasıyla elde edilir. İşte bazı örnekler:

 

Çiğ Ispanak, ½ cup (¼ lt. ölçü birimi), 0.1 net karbonhidrat

Çin lahanası, ½ cup, 0.2 net karbonhidrat

Marul, ½ cup, 0.2 net karbonhidrat

Brokoli, ½ cup, 0.8 net karbonhidrat

Karnabahar (buharda pişmiş), ½ cup, 0.9 net karbonhidrat

Lahana, ½ cup, 1.1 net karbonhidrat

Karnabahar (çiğ), ½ cup, 1.4 net karbonhidrat

Kara lahana, ½ cup, 2 net karbonhidrat

Kıvırcık lahana (buharda pişmiş), ½ cup, 2.1 net karbonhidrat

Yeşil Fasülye (buharda pişmiş), ½ cup, 2.9 net karbonhidrat

 

Görüldüğü gibi, lifi çıkardığımız zaman kalori alımı azalıyor, bu da daha fazlasını yiyebileceğiniz anlamına geliyor.

 

Bu Keto Makro detaylar bazılarınızın ilgisini çekecektir, bazılarınız o kadar ilgilenmeyebilirsiniz. Ketojenik diyetin “teknik detayları” ile ilgilenenleriniz için bir sonraki yazımda seve seve daha fazla bilgi paylaşmaya hazırım. TABİİ ÖNCELİKLE YORUMLARINIZDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ BENİMLE PAYLAŞMALISINIZ.

 

Ketojenik diyet uygulamak için nişastalı sebzeleri kesebilir, yukarıda örneklerini verdiğimiz “iyi karbonhidratları” kısıtlayabilirsiniz, kilonuz başına günde 1 gr. protein tüketebilir ve mümkün olduğunca sağlıklı yağlar yiyip içebilirsiniz.

 

Ketojenik diyeti denemenizi ve aynı zamanda aralıklı olarak oruç tutmanızı tavsiye ediyorum. Lütfen oruç tutmanın farklı yöntemlerine değindiğim “Aralıklı Olarak Oruç Tutmak” (24 Nisan,2015) başlıklı yazıma da göz atın.

 

Kısacası nişastasız sebze karbonhidratları tüketiminizi kısıtlayan ve yerine bünyenize göre kaliteli protein ve faydalı yağlar koyan bu beslenme biçimi, kanser hastası olan ya da olmayan herkese önerilir. Hem kilonuzu dengelemenize yardımcı olacak hem de sizi kronik dejeneratif hastalıklardan koruyacaktır. Bu şekilde beslenerek metabolizmanızın karbonhidrat yakmak yerine yağ yakmasını da sağlayacaksınız.

 

Bu arada neredeyse söylemeyi unutuyordum, ketojenik diyet istenmeyen yağlardan kurtulup her zaman hayalini kurduğunuzu gibi incelmenizine de yardımcı olacaktır.

 

Haftaya görüşürüz. YORUM bırakmayı unutmayın.

 

 

 

 

 

 

 

5 Yorumlar

  • Tuğberk dedi ki:

    Merhaba aydin bey herzamanki gbi mükemmelsiz…
    Ketojenik diyetin dolayısıyle saglikli da olsa yag alımının.karaciğer uzerindeE etkisi nedir bir malumatınız varmi.bnde ketojenik diyet uyguluyorum.Lakin b tipi hepatit tasiyicisiyim dogustan. Dr.umla nu tarz konulari konusmak pek mumkun olmuyor direkt red 🙂 szin dusunceniz nedir

    • aydinulusan dedi ki:

      Merhaba Tuğberk, yazıları beğenmeniz beni çok mutlu etti. Açıkçası b tipi hepatitin ne olduğunu bilmiyorum. İyi yağları bolca tüketmenin karaciğer üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu hiç sanmıyorum. Ketojenik diyet uyguluyorsanız, olumsuz etkilerini görmeniz gerekir. Yok herhalde. Ancak bu hepatit b konusunda doktorunuzla görüşmenizi öneririm. Şeker hastalarında keton üretimi abartılı olabiliyor ve olumsuz sonuçları olabiliyor; aklınızda olsun.

    • aydinulusan dedi ki:

      Özer dilerim Tuğberk, aklımda diyabet olduğu için “hepatit”i de ölyle algıladım. Tabbi ki sarılık. Açıkçası, ketojenik diyetin bu virüs açısından olumsuz bir etkisi olacağını düşünmüyorum, ama yinede doktorunla danış derim; işi sağlama alma açısından.

  • Osman dedi ki:

    Dear Aydın
    I have been reading your article’s with interest for some time now. I’m very interested in trying out the ketogenic diet. But I have a slightly high cholesterol problem and not sure if a high fat diet would be okay. What is your opinion. Thank you and keep up the great work

    • aydinulusan dedi ki:

      As long as you are eating the right kind of fats, I see no problem. Furthermore, I have not read anywhere that consuming fats has anything to do with cholesterol. Please read my posts on cholesterol. Also, don’t forget that you have to look at the ratio of total cholesterol to HDL

      Please feel free to ask any other questions you may have.

Yorum Yapın