Kolesterol tam olarak nedir ve ne işe yarar?
Kolesterol, vücudumuzdaki her bir hücre zarında ve kan plazmasında bulunan, kolay şekil alabilen bir lipitdir (yağ asidi).
Marifetleri saymakla bitmez:
- Nöronları yalıtmak,
- Hücre duvarlarını inşaa etmek ve korumak,
- Yağda çözünen vitaminleri metabolize etmek,
- Safra üretmek,
- Vücutta pek çok hormonun (seks hormonları da dahil) salgısını başlatmak.
Sağlığımız için önemi göz önüne alınırsa vurgulanması gereken ve kolesterol olmasa sentezlenmesi mümkün olmayan iki hayati hormon vardır: Vitamin D ve Koenzim Q10.
Kolesterolün üstlendiği bu kadar görev olunca, karaciğer vücudun yeterli kolesterol seviyesine sahip olabilmesini sağlamak için günde 1000-1400 miligram kolesterol üretir. Kolesterol içeriği yüksek olan besinler tükettiğimizde ise karaciğer bu oranı düşürür. Sizce de oldukça etkileyici bir geri bildirim mekanizması söz konusu değil mi?
7 Aralık 2015 tarihinde yayınladığım “Günümüzde Hala İnanılan İki Sağlık Efsanesi” başlıklı yazımda değinmiştim, “bilim adamları”nın yüksek kolesterollü yiyecekleri tüketmekten kaçınmamız gerektiği konusundaki öneri ve uyarıları tamamen anlamsızdır. ASLINDA VÜCUDUNUZ BÖYLE DURUMLARLA NASIL BAŞA ÇIKACAĞINI BİLİR.
Kolesterolün neden günah keçisi ilan edildiği meselesine gelmeden önce bu “korku” filminin diğer iki aktörünü tanıyalım.
KOLESTEROL EFSANESİNİN DİĞER AKTÖRLERİ
Zeytinyağını suyla karıştıramazsınız, öyle değil mi? Aynı şekilde kolesterol de kanınıza karışamaz. Eğer kanınıza karışmıyorsa, vücudunuzdaki diğer dokulara taşınması mümkün mü peki?
Nihayetinde, kolesterolün de bir ulaşım aracına ihtiyacı vardır; diğer dokulara gidip gelebilmesini sağlayabilecek bir ulaşım aracına.
İşte bu görevi lipoproteinler üstlenmektedir. Lipit ve proteinlerin karışımından oluşan lipoproteinler kolesterol için ulaştırma görevini görür.
Düşük Yoğunluklu Lipoproteinler (LDL) kolesterolü karaciğerinizden dokulara taşırken, Yüksek Yoğunluklu Lipoproteinler (HDL) ise hücrelerinizin kullanmadığı kolesterolü karaciğere geri taşır. Diğer bir deyişle, HDL geri dönüşüm işini üstlenir.
Yani LDL ve HDL ASLINDA KOLESTEROL DEĞİL, LİPOPROTEİNLERDİR. Ayrıca “iyi” ya da “kötü” lipoprotein diye bir şey olamayacağı gibi KESİNLİKLE “İYİ” ya da “KÖTÜ” KOLESTEROL DİYE BİR ŞEY DE SÖZ KONUSU OLAMAZ.
Yine de bu terimler yanlış betimlenmeye devam ediyor. LDL kolesterol olmamasına rağmen, kolesterolü karaciğerinizden KAN AKIŞINIZ YOLUYLA dokularınıza taşıdığı için, adı “kötü huylu kolesterol” olarak anılmaktadır.
Benzer bir şekilde, HDL kanınızdaki kullanılmayan kolesterolü karaciğerinize geri taşıdığından “iyi huylu kolesterol” olarak anılmaktadır. Bazıları, bu nedenle, HDL ye çöp kamyonu bile derler.
PEKİ ASIL KÖTÜ ADAM KİM?
Şimdi bu anlatacağım çok önemli. LDL ve HDL’nin tehlikeli olan tarafı kolesterol olan kısmı değil, lipoprotein olan kısmıdır.
LDL üzerine yapılan son araştırmalar gösteriyor ki, aslında bu KOLESTEROL TAŞIMA ARACININ bazı alt kategorileri bulunmaktadır ve bazı kategoriler diğerlerinden daha tehlikelidir.
Daha büyük ve daha az yoğunluklu LDL partiküllerinin kalp hastalıklarında belirgin bir rol oynamadığı görülmektedir. Damar sertleşmesine (arterioskleroz) yol açan YANGISAL SÜRECİ başlatanın daha küçük ve daha YOĞUN LDL partikülleri olduğu düşünülmektedir.
PEKİ TAHMİN ETMEYE ÇALIŞIN, bu küçük ve yoğun LDL partiküllerinin oluşmasını teşvik eden nedir? Basit karbonhidratlardan zengin bir diyet uygulamak bunun için yeterli.
Kalp sağlığınız için reçete edilenleri unutun; bence yapmanız gereken tek şey BASİT KARBONHİDRATLARI, TAHIL VE TAHIL ÜRÜNLERİNİ hayatınızdan çıkartmaktır. Tabii bu benim tavsiyem.
SONUÇ
Kardiyovasküler sağlığı destekleyen kolesterol ASIL KÖTÜ ADAM DEĞİLDİR. Peki neden suçlanan hep o olur? Elbette BÜYÜK İLAÇ ENDÜSTRİSİ KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLARI SATMAK İSTEDİĞİ İÇİN.
Gelecek sefere seçtiğiniz hayat tarzının hem kardiyovasküler hem de genel sağlık durumunuz için belirleyici olduğunu, ve KOLESTEROL DÜŞÜRÜCÜ İLAÇLAR KULLARAK SAĞLIĞINIZA VERDİĞİNİZ ZARARI inceleyeceğiz.
Haftaya görüşmek üzere!
Aydıncığım,hedefi hep 12’den vuruyorsun!Kayınbiraderim bizden 14-15 yaş küçük, zımba gibi yeni emekli AYİM Başsavcısı Ömer Faruk müthiş sportmen,Ordu Voleybol takımında oynamış,emekli olana kadar kendinden çok küçüklerle tenis oynayan,ordu spor salonlarının müdavimi biridir.Ani bir sıkıntı,anjiyo derken damarlar dar ve bloke diye by-pass olmak zorunda kaldı.Zor bir nekahat dönemini yeni atlattı.Abi,genetik mirasımız kötü,kollesterol da yüksekmiş devamlı ilaç almalıymışım diye dert yanmıştı.
Geçen yazından sonra bu yazını yollayınca,yahu ben ne yapayım ilacı bırakmalımıyım,senin arkadaşın da Karatay Hoca gibi düşünüyor diye beni aradı.Kendin karar ver,ama AU yazılarını kaçırma dedim!!Selam ve Sevgiler A.A
Aliciğim, sağol. Böyle şeyler duyunca bir işe yaradığımı düşünerek çok mutlu oluyorum.