ÖNERİLERSAĞLIK

Nezle Ve Grip Hakkinda Bilgilenmeye Devam

Yazar: 23 Aralık 2015 Yorum yok

Öncelikle geçen haftaki yazımda önemli bir konuyu atladığım için özür dilemek isterim. Gribe yakalandığınızda antibiyotik kullanmamanızı söylemiştim, çünkü gribe virüsler sebep olur ve antibiyotiklerin virüsler üstünde hiçbir etkisi yoktur.

Uyarıma NEZLE’yi eklemeyi unutmuşum. Şöyle ki, “soğuk algınlığı” olarak genellenen nezleye de virüsler sebep olur. Dolayısıyla antibiyotiklerin nezleye de faydası dokunmayacaktır.

Ayrıca, “NezlA” için de özür dilerim; atlamışım.

Eğer bakterilerin sebep olduğu bir boğaz enfeksiyonu geçiriyorsanız, antibiyotikler ağrılarınızdan, bitkinlikten ve ateşten kurtulmanıza yardımcı olabilir fakat yine de antibiyotik kullanmanızı önermiyorum. Gereğinden fazla antibiyotik kullanımıyla ortaya çıkan küresel tehlikenin yanı sıra, ATEŞLENMEK vücüdunuzun bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Vücut ateşlenerek hastalığa neden olan her türlü organizma ve maddeyi yani patojenleri öldürür. Bu sürece müdahelede bulunmak bir kaç günlüğüne kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır, fakat kısa bir süre sonra tekrar hastalanma olasılığınız çok yüksektir.

Bu vesileyle hastalığı önlemek adına ve olur da hastalanırsanız neler yapabileceğinizle ilgili bir kaç bilgi daha paylaşmak istiyorum.

Hastalanacağınızı hissettiğinizde, günde üç kere öğünlerle birlikte C Vitamini ve Ekinezya takviyesi alın.

Burun tıkanıklığı ile başetmenin harika bir yolu aşağıda fotoğrafı olan neti pot, yani burun çaydanlığı kullanmaktır.

nezle

Burnunuz tıkalı olduğunda ve uyumadan önce neti pot kullanabilirsiniz.

 

Daha önce de “Hayatın İçinden Bir Gün…” başlıklı yazımda neti pot’dan bahsetmiştim ve bu konuda gayet ciddiydim: Yatmadan önce neti pot kullanmaya başladığımdan beri horlamam kesildi.

Ayrıca, burnunuzun tıkanmasını beklemenize gerek yok, neti pot’u her gün kullanabilirsiniz.

Neti pot ya da Türkiye’deki ismiyle burun çaydanlığı eczanelerden, aktarlardan ve Amazon sitesinden satın alınabilir. Bonubon.com da da var. Neti Pot’un içine koyacağınız sıvı karışımı için sodyum bikarbonat ve Himalaya tuzu edinmeyi de unutmayın; 350 ml. suya yarım çay kaşığı karbonat ve yarım çay kaşığı Himalaya tuzu.

 

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ

Geçen haftaki yazımda da değindiğim gibi, hasta olmamanın yolu güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmaktan geçer.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için neler gerektiğini geçen yazımda bahsetmiştim. Şimdi de bunlara birkaç detay ve tavsiye daha eklemek istiyorum.

Bağışıklık sisteminin ana aktörlerini listeleyeceğim ve yediklerinizi bu gıdaları da içerecek şekilde düzenlemenizi tavsiye edeceğim.

 

PROTEİN

Eğer yeterli miktarda protein tüketmiyorsanız, virüsler tarafından enfekte olmuş hücreleri tespit eden ve onaran T Hücreleri işlevlerini yitirebilirler.

 

E VİTAMİNİ

Bağışıklık hücreleri oksidatif bozulmaya daha yatkındırlar; E Vitaminlerinin antioksidan özellikleri bu hücreleri korumaya yardımcı olurlar.

 

ÇİNKO VE SELENYUM

Her iki mineral de T Hücrelerinin işlerini yapmasını destekler.

 

A VİTAMİNİ

Solunum ve sindirim sistemlerinizdeki mükoza tabakası, enfeksiyonlar ve sağlığınız arasında barikat görevi görür. A Vitamini bu tabakanın gücünü muhafaza etmesine ve enfeksiyonları sistemin dışında tutmasına yardımcı olur.

 

YAĞ ASİTLERİ

Bağışıklık sisteminiz bir enfeksiyonla ya da bir virüsle mücadele etmek için seferber olduğunda, bedeniniz etki altında olan alandaki enflamasyonu (yangısal süreç) arttırarak mücadeleye katkıda bulunur. Yağ asitlerinin enflamasyon azaltıcı etkisi, enflamasyon sürecinin kontrolden çıkarak sağlıklı hücrelere zarar vermesini engeller.

 

C VİTAMİNİ

Vücunuzun bakterilere ve virüslere saldıran nötrofil hücreleri ve antikorlar üretmesine yardımcı olur.

 

D VİTAMİNİ

Uzmanlar D Vitaminin bağışıklık sistemi üstünde ne gibi bir etkisi olduğundan tam olarak emin olmamakla birlikte, eksikliğinin virüsler karşısında daha dayanıksızlaşmamıza sebep olabileceğini ileri sürüyorlar. D Vitaminin sadece bir vitaminden ibaret olmadığı, daha çok bir hormonu andırdığını da hatırlamak gerek.

 

PREBİYOTİKLER

Geçen haftaki yazıda da bahsetmiştim , sağlıklı bir sindirim sisteminin ne derece önemli olduğunun altını bir kez daha çizmekte fayda var.

 

İHTİYACIMIZ OLANI NEREDEN ALABİLİRİZ?

Tatlı patates, kıvırcık lahana, balkabağı, turp ve pırasa gibi sebzeler A ve C VİTAMİNİ yönünden oldukça ZENGİNDİR.

Yabanhavucu A ve E VİTAMİNİ yönünden ZENGİNDİR.

Ton balığı ve somon gibi balıklar YAĞ ASİTLERİ ve D VİTAMİNİ yönünden çok ZENGİNDİR.

Badem, ceviz ve ay çekirdeği gibi tohumlar E VİTAMİNİ, PROTEİN ve YAĞ ASİTLERİ yönünden çok ZENGİNDİR.

İstiridye PROTEİN, ÇİNKO VE SELENYUM yönünden ZENGİNDİR.

Mantarlar ÇİNKO ve SELENYUM yönünden ZENGİNDİR.

Hindistan Cevizi yağı SON DERECE FAYDALI YAĞ ASİTLERİNE SAHİPTİR.

Yoğurt A VİTAMİNİ ve PROBİYOTİKLER yönünden ZENGİNDİR.

Şimdilik bu kadar. Yukarıdaki gıdaları deneyerek ve tüketerek bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz. AYRICA, tekrarlamak gerekirse GEÇEN HAFTAKİ YAZIDA BAHSEDİLEN SAKINCALI GIDALARI TÜKETMEKTEN KAÇININ.

Haftaya görüşmek üzere.

Yorum Yapın