Çoğumuz yediklerimizi daha lezzetli kılmak için benim en sevdiğim malzemelerden biri olan sarımsak ekliyoruzdur tahminimce. Bu ufak ampulün yemeklerimize kattığı lezzet o derece etkileyici olur ki, dayanamayıp yemek tarifinin iki mislini kullanırız.
Yemeklerimize kattığı lezzet bir yana, sarımsağın içerdiği besinler yaşlanmayı yavaşlattığı gibi, sağlığımıza inanılmaz katkılar sağlamaktadır.
Sarımsak medeniyetin ilk çağlarında kullanılmaya başlanmış ve modern tıbbın babası olarak anılan Hipokrat, değişik hastalıkların tedavisinde sarımsak kullanmıştır. Mısır, Yunan, Roma, Çin ve Hint tıbbı üzerine yazılmış birçok eserde sarımsağın değeri belirtilmektedir. Atletik performansı arttırmak için, Yunanlıların Olimpik atletlerine sarımsak yerdirdiği yazılmıştır. Modern tıp da artık sarımsak konusundaki heyecanı anlamış durumda.
Sarımsağın sağlığa desteği içerdiği kükürtlü bileşiklerden kaynaklanmakta olup, kestiğimizde veya ezdiğimizde vücudumuza nüfuz eder. Yediğimizde bağırsaklardan geçer ve tüm vücut üzerinde olumlu sağlık izleri bırakır. Sarımsağın bağışıklık sistemi üzerindeki olumlu etkisi yadsınamaz. Bu nedenle nezle/grip için ilk önerilen “tıbbi” önlemdir. Sarımsak takviyesi almanın soğuk algınlığı semptomlarını azalttığı gibi, hastalığın süresini de azaltmakta. On iki hafta süren bir araştırmada, plasebo alan guruba kıyasla, sarımsak takviyesi alan denekler de %63 daha kısa ve hafif soğuk algınlığı gözlemlenmiştir.
Bu yazıyı sizlerle paylaşmamın zamanlamasına ne dersiniz? Grip/nezle mevsimi başladı bile.
Sarımsağın kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkisi de bilinmektedir. Ancak günde 4 diş sarımsak yenmesi veya 300 mg sarımsak takviyesi alınması öneriliyor. Birçok araştırmada, yukarıda önerilen dozajlara uyulduğunda, tansiyon ve kolesterol düzeyinin düştüğü gözlemlenmiştir. Değişik araştırmalar da ise, LDL (kötü kolesterol) düştüğü gibi, HDL (iyi kolesterol) arttığı saptanmıştır. Yani, kalp/damar sağlığına sarımsağın olumlu katkısını aklımızdan çıkarmamalıyız.
Kimsenin yaşlanmaktan hoşlandığını sanmıyorum. Sarımsak bu kaçınılmaz ama tatsız oluşum konusunda da destek sağlamaktadır; örneğin kemik sağlığı. Birçok hayvansal deneyden çıkan sonuç, kadınlarda östrojen salgılamasını arttırarak kemik erimesini sınırlamaktadır. Yapılan tüm araştırmalardan çıkan sonucu özetlersek; SARIMSAK TAKVİYESİ OSTEOARTRİT GİBİ KEMİK HASTALIKLARINA KARŞI ÇOK ÖNEMLİ BİR SAVUNMA ARACIDIR.
Sarımsağın başka bir özelliği, yaşlanmaya karşı güçlü bir savunma oluşturan antioksidanlarla dolu olmasıdır. Serbest radikallerin diğer tanımlaması olan oksidatif hasar bu antioksidanlar tarafından etkisizleştirilerek, genç ve sağlıklı kalmamızı sağlamaktadır.
Sarımsak tüketmenin damar sağlığına da önemli katkı sağlaması nedeniyle, kanın beyne engelsiz bir şekilde gitmesini gerçekleştirmektedir.
Yani, sarımsak tüketerek daha uzun bir süre genç bir beyin yapısına sahip olabilirsiniz.
Yukarıda özetlediğimiz üzere, sarımsağın sağlığımıza bu inanılmaz katkılarından yararlanmak oldukça kolay bir şey. Ancak, sarımsaktaki kükürt bileşiklerinin etkinlik süresi oldukça sınırlı; yani kestikten veya ezdikten kısa bir süre içinde tüketmeniz lazım.
Sizlerle benim bir tüketim önerimi paylaşmak istedim. İki diş sarımsağı ezin ve bir çay kaşığı bal ile karıştırın. Yirmi dakika sonra afiyetle yutun.
Ne düşündüğünüzü tahmin edeyim mi? Sonraki ağız kokusu ne olacak?
Tabii, sarımsak takviyesi (hap/kapsül) bu soruna bir çözüm olabileceği gibi, benim önerim değişik.
Aşağıda resmini koyduğum kara sarımsak konusunda bilginiz var mı?
Uzak doğunda ve ülkemizin Kastamonu bölgesinde yetişen bu sarımsak türünün özelliği: AĞIZ/NEFES KOKUSU BIRAKMIYOR.
Denemenizi öneririm.
Bu seferde bu kadar; kalın sağlıcakla.