Konumuza girmeden, hepinize mutlu, sağlıklı, başarılı, ve müreffeh bir 2019 diliyorum.
Kişiler neden yapay tatlandırıcı kullanırlar? Kısa cevap: Aldıkları kalorileri azaltarak, kilo/yağ kaybetmek.
Sakarin, acesulfam, aspartam, neotam, advantam ve sukralos ABD FDA’sinin (Gıda, İlaç Teşkilatı) izni ile değişik yapay tatlandırıcı markalarında kullanılan 6 kimyevi maddedir.
Nasıl işlevselleşiyorlar?
Beslenme oyununda üç oyuncu bulunmakta: Beyin, dil, ve mide.
Mide oldukça basit bir tip olup, sadece dolmuş konuma gelmeyi hedefler. Yenilen besinler ne kadar sağlıklıysa, o kadar iyi. “Bekçi” konumunda olan dildir, ve sorun yaratma yeteneği oldukça yüksektir. Beyin üçüncü oyuncu olup, mide ve dil arasında kimin kazanacağını belirler.
Beyin ve dil yakın bir ilişki içinde bulunmaktadır, ve bu kanka konumundan dil istifade etmesini gayet başarılı bir şekilde gerçekleştirir.
Gözleriniz şeker yüklü, tatlı pastayı gördüğünde diliniz bundan bir dilim yemek istediğini beyne iletir. Zavallı midenin hiç fikri alınmadan, pasta mideye iner ve bunun olumsuz etkileri mideye kaldığı gibi, vücut yağının artması gerçekleşir.
Bu basite indirgediğimiz hikaye, yapay tatlandırıcıların mantıki bir yaklaşım olabileceğinin arkasında yatan nedendir.
Dilin uçarı davranışını kendi aleyhinde kullanmak.
Dilin şeker algılayıcılarını (receptors), yapay tatlandırıcı ile kandırarak, istediğini elde etmiş hissini uyandırırlar.
Peki, sorun ne o zaman?
Yukarıdaki mantıki yaklaşım, yapay tatlandırıcıların diyet konusunda tüm isteklerinizi gerçekleştirebilecek güce sahip olduğu inancını pekiştirmektedir.
Belki de değil.
Bu ürünler hakkında çok ciddi tehlikeler dile getirilmektedir. Kanser ve şeker hastalığı bunlardan ikisidir.
Kanser konusunda araştırma bulguları bulunmamakla birlikte, şeker hastalığı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Diliniz tatlı bir şey algıladığında, beyne bir mesaj gönderir ve “bunu mideye indireceğim” der. Beyin de mideyi hazırlanması için uyarır. Tatlı geliyor diye, mide pankreasa insülin salgılaması sinyalini verir. Ancak şeker gelmez. Gelen yapay tatlandırıcı olur.
Yani insülin yükselmiştir ancak ortada şeker yok. Bu sıkça tekrarlandığında, insülin direnci gerçekleşir, buda sonunda şeker hastalığına dahil, bir çok sağlık sorununu tetikleyebilir.
Kişisel görüşüm, vücudumuza hiç bir yapay madde sokmamamız; hatta ilaç bile.
Yani, ben, genelde, yapay tatlandırıcılara karşıyım. Ancak bir tanesi, ASPARTAM, tam anlamıyla bir zehir niteliğinde ve buna karşı sizi uyarmam gerekiyor.
Aspartam ABD silahlı kuvvetleri tarafından bir “beyin zehri” olarak klasifiye edilmiş (neural toxin) ve bu nedenle FDA 17 yıl kullanımına izin vermemiş. Peki 17 yıl hayır dedikten sonra, neden fikir değiştirmişler? Donal Rumsfeld (Irak savaşı sırasında ABD savunma bakanı) Aspartam üreten şirketin yönetim kurulu başkanı olmuş???
Bir çok araştırma, aspartam’ın çok kötü yan tesirlerini kanıtlamakta.
Gelelim esas sorumuza; yapay tatlandırıcılar kilo kaybına yardımcı olabilir mi?
Buna belki inanmayacaksınız ama uzun vadeye yayılan araştırmaların sonuçlarına göre HAYIR. Hatta, kilo kaybı değil, kilo almaya bile neden olabiliyor yapay tatlandırıcı kullanımı.
Kilo almaya neden olan yapay tatlandırıcıları değil, fakat KİŞİNİN KENDİ.
Nasıl mı?
Aşırı derecede telafi (overcompensation)
Diyet kola içtiğime göre, şimdi bir dilim pastayı hakkediyorum.
Kendini kandırma
Diyet yapıldığında beyin de eğitilmeli. Kilo kaybı oyununda odakta olan vücut olmakla beraber, esas oyun beyinde oynanmakta.
Benim favori nedenim
Yukarıda da değindiğim üzere, yapay tatlandırıcı ile tatlı yapılan bir şey tükettiğinizde, dil, beyin ve mideniz bunun gerçek şeker olmadığını anlamıyor. Ancak, pankreas insülin salgılıyor ama ŞEKER YOK. İnsülin kanda dolaşması gereken normal şeker düzeyi üzerinde etkili olup bunu azaltıyor. Beynin tek maması ne? ŞEKER. Yeterli beslenemeyen beyin tatlı, hamur gibi besinlere “aşermeye” başlıyor. Aşırı derecede telafi gibi, şekerli içecekler, börekler, çörekler mideye indiriliyor.
Özetle, yapay tatlandırıcı kullandığınızda, kendinizi zehirlemek bir yana, kilo almanız da mümkün.
Bunları düşünün, lütfen.
Bu sefer de bu kadar: kalın sağlıcakla.
