YEDİĞİNİZ HER SOSİSİN HAYATINIZI 36 DAKİKA KISALTTIĞINI BİLİYORMUYDUNUZ?

 

 

 

Yeni bir araştırma sonuçlarına göre yenilen her sosisin hayatı 36 dakika kısalttığı saptanmış.

Olumlu yönden baktığımızda, sağlıklı beslenerek ömrümüze dakikalar katabilmek de bizim elimizde. Bir avuç kuru yemiş (fındık, fıstık, badem, vb.) ömrümüze 26 dakika eklediği gibi, yer fıstık ve reçelli bir dilim ekmeğinde yarım saat eklediği belirtiliyor. Ben ekmek ve reçel sonucuna katılamayacağım, ama araştırmacılar bunu söylemekte???

Michigan Üniversitesi uzmanları, 6.000 besini inceleyerek hem besin değerlendirmesi hem de “karbon ayak izi”, yani çevre üzerindeki etkiyi araştırmışlar.

“Sağlık Besin Endeksi” olarak adlandırdıkları endeks, birçok yemeğin, atıştırmanın ve içeceğin doğrudan etkisini ölçmek için oluşturulmuş. Yöntem bir gram besinin sağlık üzerindeki etkisini “ölçüp” bunu normal bir porsiyona eşleştirmek olarak özetlenebilir.

Örneğin, araştırmacılar ABD’de tüketilen bir gram “işlenmiş etin (sosis, sucuk, salam, pastırma, vb.), ortalama olarak, hayatı 0,45 dakika kısalttığı sonucuna varmışlar.

61 gram işlenmiş et içeren sosisli sandviçin, sadece içerdiği işlenmiş et nedeniyle, 27 dakikalık sağlıklı hayat kaybına neden olduğu belirtilmekte.

Tuz ve trans yağ gibi diğer risk faktörleri ve çoklu doymuş yağ ve lif gibi yararlı içeriği hesaba kattığımızda, sosis yemenin 36 dakikalık bir ömür kısaltıcı etkisi sonucuna varılmaktadır.

Et obur bir kişi günlük kalori miktarının %10’unu – erkeklerde 250, kadınlarda 200 kalori – işlenmiş et ve et yerine kuru yemiş, meyve ve sebze ile ikame ettiğinde, bu programı devam ettirdikleri sürece hayatlarına günde 48 dakika eklemektedirler.

Bu basit diyet değişikliğinin ayrıca kişinin günlük “karbon ayak izi” endeksini de 1/3 azaltarak, çevreye de katkı sağlanmasına neden olmaktadır.

Nature Food dergisinde yayımlanan araştırma, kişinin hastalıksız ve iyi bir yaşam beklentisi üzerine odaklanmıştır.

Michigan Üniversitesi profesörlerinden ve araştırmanın başında olan Oliver Joliet’e göre, sağlıklı bir yaşamı teşvik etmek ve çevreye verdiğimiz zararı belirgin bir düzeye düşürmek yadsınamaz bir önemi haizdir.

Prof. Joliet,“Vardığımız sonuçlar çerçevesinde, beslenmemizde yapacağımız küçük düzeltmeler, hem sağlığımız hem de çevre tahribatı açısından önemli sonuçlar vermektedir.” Demektedir.

“Sağlık Besin Endeksi” bir besinin nasıl üretildiğini, hasat edildiğini, işlendiğini, tüketildiğini ve atıldığını içerdiği gibi, besinin kalori miktarını ve sağlığa katkımı yoksa zarar mı verdiğini kaale alarak hesaplanmaktadır.

Araştırmacılar, besinleri “kırmızı” veya “yeşil” olarak işaretleyerek insanların, daha çok mu, daha az mı yoksa aynı miktarda mı tüketmelerini belirlemişlerdir.

Somon balığı güzel bir örnek oluşturuyor. Besin değeri olarak “yeşil” damgasını almış ve insan yaşamına 16 dakika katkıda bulunduğu belirtilmiş. Ancak, çevre açısından “kırmızı” damgayı alarak kişilerin tüketimlerini azalmaları sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmadan bunu çıkaramamakla beraber, kanımca “çiftlik” somonu denen iğrenç süreç buna neden olmuştur. Somon balığında beyaz yağ damarları gördüğünüzde almayın; bunlar çiftlik somonu. Doğal somonda beyaz yağ göremezsiniz.

Başka bir örnek Koka Kola: besin/sağlık için “kırmızı” damgasını almış ve içildiği takdirde hayatınızdan 12,5 dakika çaldığı belirlenmiş. Buna karşın çevreyi kirletme açısından “yeşil” damga almış.

Tüketilmesi önerilen besinler hem sağlık hem de çevre için “yeşil” damga alanlar. Genelde et içermeyen, bol balık, sebze ve kuru yemiş listenin başını oluşturuyor.

Araştırmacılardan biri olan Katerina Stylianou, eski araştırmaların et ve toprak mahsulü karşılaştırmalarına odaklandıklarını belirtmiş, ancak kendi çalışmalarının bu konuda daha esnek bir yaklaşım benimsediklerini belirtmiştir.

Bir daha sosis ısmarlamayı aklınızdan geçirdiğinizde, tekrar düşünün.

Bu sefer de bu kadar; kalın sağlıcakla.